Peru’da emekçi halk, Amerikancı katillerin rejimine genel grevle karşı koyuyor!

Peru’da emekçi halk, Amerikancı katillerin rejimine genel grevle karşı koyuyor!

Latin Amerika’nın en kanlı siyasi tarihe sahip ülkelerinden biri olan Peru, 2021 yılında ülkenin yoksul iç kesimlerinden bir Amerikan yerlisi ve öğretmen olan Pedro Castillo’nun Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana hareketli. Castillo, Peru hâkim sınıfının en önde gelen ailelerinden Fujimori ailesinin bir ferdine karşı yarışmış ve zafer kazanmıştı. Bu tarihten sonra da burjuvazi, Castillo’nun yakasından düşmedi ve 2022’de bir parlamento darbesiyle yerine sağcı Dina Boluarte hükümetini geçirdi.

Aradan geçen üç yılda Boluarte hükümeti, tam bir emperyalizm işbirlikçisi olarak hareket etti. Ülkenin yerli halklarının ve köylülerinin yaşam ve geçim alanları olan orman ve zirai bölgelerini emperyalist maden şirketlerine yasa tanımaksızın peşkeş çekti. Halkın başına kanun-nizam tantanasıyla çöken hükümet, bir yandan ülkenin ulaşım başta olmak üzere tüm ekonomik faaliyetlerinin başını tutmuş mafyaya yasal yaptırımı zorlaştıran yasalar çıkarttı, öte yandan Castillo’nun desteğinin en yoğun olduğu yoksul iç kesimlerdeki gösterilerin karşısına “vur” emriyle polis dikti. Polis bir yandan, mafya tetikçileri öbür yandan, emekçi halkın canını hiçe saydı. Adam kaçırmalar, cinayetler, silahla vatandaş korkutmalar gırla gitti.

Fakat Peru halkı, Nisan ayından bu yana bu katillere karşı faaliyette. 10 Nisan ve 14 Mayıs tarihlerinde, her biri birer gün süren kitlesel grevler düzenlendi. İki grev arasında ise 25 Nisan gecesi bir mafya ekibi, beş madenciyi kaçırıp katletti. Failler hâlâ bulunmuş değil. Bu durum, 14 Mayıs’taki grevin Nisan ayındakine göre daha öfkeli, daha geniş katılımlı olmasına sebebiyet verdi.

Başta maden ve taşımacılık sendikaları olmak üzere hem kıyıdaki başkent Lima’da hem de (ve esas olarak) yoksul iç kesimlerde öğretmenler, öğrenciler, geniş emekçi kitleleri iş bıraktı, ülkeyi komşu Bolivya’ya bağlayan karayolunu lastik yakıp barikat kurarak kesti. Nisan ayıyla önemli bir diğer fark ise 14 Mayıs grevinin doğrudan siyasi bir talep olarak hükümete istifa çağrısında bulunması.

Hükümet, tahmin edileceği üzere müthiş bir polis şiddetiyle karşılık verdi. Yalnız başkentte 13 bin polis, göstericilerle çatıştı. Her iki grevde de işin ucunun kendisine dokunduğunu çok iyi bilen Amerikan Elçiliği, ülkedeki ABD vatandaşlarına Lima şehir merkezinden kaçınma uyarısı yaptı. Latin Amerika, son yıllarda halkın iradesiyle seçilmiş sol hükümetler ve emperyalizmle onun yerli işbirlikçilerinin yönettiği darbeler arasındaki çatışmalara sahne oldu. Peru’daki manzara da bu zincirin bir parçası. Hem Peru hem bütün bölge, büyük patlamalara gebe olabilir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2025 tarihli 189. sayısında yayınlanmıştır.