ABD’de otomobil işçileri grevinin mana ve ehemmiyeti

Ahmet Tonak abd metal grev

Her bakımdan olağanüstüdür.

Önce Birleşik Otomobil İşçileri (United Auto Workers –UAW) sendikasının yakın dönemde geçirdiği değişimden başlayalım. Türkiye’deki düzen sendikaları ABD’dekilerin kopyasıdır. Türk İş’in kuruluşunda ve sonrasında çok sayıda yerli sendikacının Amerikalılar tarafından eğitildiğini, sarı sendikacılığın beşiğinde sermaye ile uzlaşmanın inceliklerini öğrendiğini biliyoruz. Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası da uzun tarihi boyunca zaman zaman emek yanlısı çıkışlar (mesela 1936-37 General Motors fabrika işgalleri) yapmasına rağmen tipik bir sarı sendikadır. Öte yandan, son yıllardaki değişimi dikkate aldığımızda, aslında “sendika idi” demek daha doğru olacak.

Sendika başkanlarının seçim şekline ve şecerelerine bakmak değişimin niteliğini ve önemini görmek için yeterli.  Yıllardır sendika başkanları koltuklarından olmamak için taban tarafından değil, yerel (ve çokluk yandaş) başkan ve delegeler tarafından seçiliyordu. Dolayısıyla yapılan sahtekârlıklar, yenen paralar ayyuka çıksa da sendika başkanlarını alt etmek imkansızdı. Tipik örnek Birleşik Otomobil İşçileri sendikasının 2018-19 yıllarında 1,5 yıl kadar başkanlığını yapan Gary Jones’dur. Yandaşları ile birlikte sendikanın kasasından 1,5 milyon doları zimmetine geçirdiği mahkemece kanıtlanmış, 28 ay hapse mahkûm olmuştur. Jones’dan önceki, 2014-18 arası sendika başkanı Dennis Williams da sendikaya ait milyonlarca doları çalmış ve 21 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Şimdiki başkan Shawn Fain işte böylesine kokuşmuş bir geçmişe meydan okuyarak ve bizzat sendika üyeleri tarafından geçtiğimiz Mart ayında seçilmiş farklı bir sendikacı. Başlattığı grev de daha önce denenmemiş bir grev türü. Amaç işçilerin tamamını ilk aşamada riske atmadan, üç büyük otomobil şirketini -General Motors, Ford ve Stellantis’i (eski Chrysler)- üretimi aksatarak, köşeye sıkıştırmak ve sonunda anlaşmaya zorlamak. Adeta nokta atışı bir grev. Biz bu yazıyı yazarken grev 4. gününü tamamlıyordu. Eğer anlaşma olmaz ise sendikanın grev kapsamını genişleteceği kesin. Tabii tahmin edileceği gibi şirketler de boş durmayarak greve giden işçileri ya işten çıkartarak (Ford’da 600 işçi) ya da çıkartma tehdidi ile (General Motors’da 2000 işçi) grevden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Stellantis ise bazı fabrikaları kapatma ihtimali olduğunu açıkladı.

abd grev

Bu kapatmalar tabii ki fiili olarak işten çıkarma anlamına geliyor.

Sendikanın talepleri hem nitelikleri hem de dillendiriliş şekilleri bakımından alışılmış taleplerden farklı. Öne çıkan taleplerin başında önümüzdeki 4 yıl için yüzde 40 ücret artışı geliyor. Epeydir ücret artışı alamayan sendikanın gerekçesi net: Madem bu şirketlerin milyarlarca doları bulan kârları bizatihi bizim tarafımızdan yaratılıyor, o zaman payımızı verin –artık değer teorisinin abecesi yani. Şirketlerin şimdilik kabullendiği ücret artışı yüzde 20.

Başka radikal ve dayanışmacı talepler de var: Elektrikli araç üretimini arttırmak üzere özellikle ABD’nin güney eyaletlerindeki sendikalaşmamış işçileri hedefleyen şirketlerin sendika düşmanlığını kırmak, sendikasızlaşmayı önlemek. Bu talebin uzun dönem gelişmeleri öngören gerçekçi bir stratejinin sonucu olduğu açık. UAW’nun hem ABD’de yıllardır yaşanan sendikasızlaşmadan nasibini aldığı hem de teknolojik gelişmelerden kan kaybı yaşadığı ortada. 1979’da yaklaşık 1,5 milyon üyesi olan sendikanın şimdiki üye sayısı ancak 400 bin dolaylarında. Greve gidilen 3 şirkette ise 140 bin üyesi var. Elektrikli otomobil üretimine geçişin net etkisinin daha az istihdam olacağı kesin. İlk ağızda 35 bin oto işçisinin işini kaybedeceği tahmin ediliyor.

Sendikanın emekli işçilerin sağlık sigortalarının devamını sağlamaya dönük talepleri de şimdilik reddediliyor.  UAW’nun sadece aidat ödeyen sendikalıları değil çalışmayan emekçileri de hedeflemesi, onlarla dayanışmayı gündemine alması yeni bir mücadele tarzının benimsendiğini gösteriyor.

Sertleşme ihtimali olan UAW grevinin ABD genelinde son yıllarda kısmi canlılık gösteren sendikal hareketi olumlu etkileme potansiyeli var. Ayrıca, hem siyasi gelişmeleri hem de ekolojik hareketi etkileyeceğini tahmin edebiliriz. Trump’ın başkan seçilmesinde otomobil fabrikalarının bulunduğu eyaletlerde çalışan işçilerin küskünlüğü, onu bir umut olarak görmeleri ciddi rol oynamıştı. Dolayısıyla, grevin başarısızlığı Trump’ın o eyaletlerdeki desteğini arttırabilir. Çevre sorunlarının en yakıcısı iklim krizine çözüm olarak önerilen ve ABD’de Biden yönetiminin de kısmen benimsediği Yeşil Yeni Mutabakat yaklaşımı da grevin gidişatından etkilenecektir. Elektrikli otomobil üretiminin arttırılması bu yaklaşımın önemli bir parçası. Elektrikli otomobil üretiminin sektörde yaratacağı işsizliğin nasıl telafi edileceği ise tartışmalı bir alan. Kaldı ki, elektrikli otomobil sektörüne hakim olan Tesla’nın fabrikalarına sendika sokmadığı, diğer şirketlerin de benzer eğilimde olduğunu dikkate alırsak UAW grevinin başarısı emekçilerin iş güvenliği ve örgütlülüğü bakımdan da önemli sonuçlar doğuracaktır.

 

Bu yazı ilk olarak 20 Eylül 2023 tarihinde sendika.org'da yayınlanmıştır.