AKP deprem üzerine geldi enkaz altında bırakıp gidiyor
Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye’nin kuzeybatısında yaşanan üst üste 1999 Marmara ve Sakarya-Düzce depremlerinin hemen ardından 2002 yılında kazandığı seçimler sonrasında ilk hükümetini kurdu. Bugün neredeyse tam 20 yıl sonra AKP-MHP hükümet sistemi çatırdarken, bu sefer ülkenin güneydoğusunda büyük bir deprem yaşandı. Marmara depremi Richter ölçeğinde 7,6 büyüklüğündeydi, bu seferki ise 7,7 olarak veriliyor. AKP’nin Türkiye’nin başında kaldığı iki on yılın geride ne bıraktığını pek az şey bu kadar berrak anlatabilir.
AKP iktidara geldiğinde Türkiye 1999 depremlerinin hesaplaşmasını yeni yapmıştı. Bütünüyle sakat bir inşaat sektörünün ürünü olan “dikine mezarlar”, ne kadar gizlenmeye çalışılsa da resmî rakamlarla 17 binin üzerindeydi. Bunun nasıl bir katliam olduğunu bütün ülke derhal kavradı. Dilimize bir deyim girdi: “Deprem değil kapitalizm öldürür!” Üstelik depremin vurduğu bölge Türkiye’nin en zengin bölgesiydi. Kocaeli, muazzam sanayi birikimiyle ülkenin kişi başına gelir bakımından en yüksek düzeyin var olduğu bölgedir. Böyle bir bölgede bu ölçekte bir hasar yaşandığında herkes soruyordu: Gelecekte daha yoksul bölgelerde ya da İstanbul gibi nüfusun çok daha yoğun olduğu metropoliten kentlerde nasıl bir felaket yaşanır?
AKP iktidara geldiğinde Doğal Afet Sigorta Kurumu kurulmuş, kısa adıyla DASK olarak bilinen zorunlu deprem sigortası yürürlüğe girmişti. Ama bunun anlamı sadece halkın sahibi olduğu konutun ya da dükkânının, işliğinin yıkılması halinde eline bir miktar para geçecek olması idi. Üstelik bunun maliyeti de yine halkın kendi cebinden çıkıyordu.
AKP ise 2012’de halk arasında kısaca Kentsel Dönüşüm Yasası adıyla bilinen, amacı kâğıt üstünde depreme karşı dayanıksız yapıların yerine dayanıklı binalar inşa etmeyi hedefleyen bir düzenleme yaptı. O günden bu yana bu yasa AKP belediyeleri ve büyük mülk sahiplerince öylesine kötüye kullanıldı ki, şimdi o yasanın halk arasındaki adı Rantsal Dönüşüm Yasası haline gelmiş bulunuyor! Buna karşılık Türkiye’nin her yerinde kentlerin bina stokunun çok önemli bir bölümü biraz büyük bir deprem karşısında yerle bir olacak durumda.
Yani AKP 1999 depremi gibi çok önemli bir uyarıdan bile yararlanarak Türkiye gibi yüzde 90’ından fazlası çok riskli deprem bölgesi olan bir ülkeyi neredeyse 2002’de bulduğu şekilde 2023’e taşıdı! Sadece bu bile AKP’nin MHP ile girdiği ortaklık temelinde hüküm sürmekte olan iktidarının neden gitmesi gerektiğini tartışmasız olarak ortaya koyuyor.