Canlar sınıf dayanışmasıyla kurtuldu! Yaraları sarmak ve sorumlulardan hesap sormak için sınıf mücadelesinde birleşelim!

Canlar sınıf dayanışmasıyla kurtuldu! Yaraları sarmak ve sorumlulardan hesap sormak için sınıf mücadelesinde birleşelim!

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 9 saat arayla gerçekleşen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin yarattığı büyük bir yıkım emekçi halka derin yara verdi. Depremin ardından yaklaşık iki hafta geçti ve ölü sayısı 40 bini aşmış durumda. Henüz enkaz kaldırma çalışmalarının tamamlanmadığı düşünüldüğünde tablonun çok daha acı olduğu ortada.  

İşçi sınıfı tüm taburlarıyla deprem bölgesinde sınıf dayanışmasını yükseltiyor

Depremin ilk gününden itibaren ülke çapında bütün emekçiler depremden zarar gören sınıf kardeşlerine yardım için sınıf dayanışmasını yükselttiler. Fabrikalardan, işyerlerinden dayanışma paraları ve ihtiyaç malzemeleri toplanarak deprem bölgesine gönderildi. Yine birçok fabrikadan ve işyerinden emekçiler deprem bölgesine gitmek için gönüllü oldular. Örneğin Ford Otosan işyeri arama kurtarma ekibinden işçiler afet bölgesinde arama kurtarma çalışmalarına katıldılar. Bazı işyerlerinde ise patronlar gönüllü olan işçilere idari izin vermeyince işçiler yıllık izinlerinden kullanarak yine de deprem bölgesine yardıma gittiler. Enerji-Sen üyesi Uludağ Enerji işçilerine ise deprem bölgesine gönüllü olarak gittikleri için tutanak tutuldu. Fakat bu baskılar da Uludağ Enerji işçilerini durduramadı. İşçiler rapor alarak deprem bölgesine yardıma koştular ve orada hem enkazdan canlı olarak depremzedeleri kurtardılar hem de mesleki bilgilerini kullanarak trafo tamiri gibi gerekli işlerde görev aldılar.

Sağlık Emekçileri Sendikası ise üyelerinde çağrı yaparak bütün üyelerini afet bölgesinde görev almaya çağırdı. Sağlık emekçileri de gönüllü olarak afet bölgesine giderek depremden etkilenen halkın ihtiyaçları için nöbete başladılar. İşçi ve kamu emekçisi sendikalarının yanı sıra Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Çağdaş Hukukçular Derneği gibi emek örgütleri kurdukları dayanışma ağları ile hem yardım topladı hem de bölgeye gönüllüler aracılığıyla desteğe koştu.

Maden işçileri mucize yarattı

1999’da gerçekleşen depremlerde yüzlerce canımızı enkaz altından çıkaran maden işçileri yine enkazın altından birçok insanımızı kurtardılar. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda (TTK) 3 bin 550 maden işçisi deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Ahşap malzemelerle tavanın göçmesi engellenerek uygulanan ve maden kazalarında da kullanılan domuz damı yöntemi sayesinde madenciler onlarca canı enkaz altından çıkardılar.

Deprem meydana geldiği gibi bir seferberlik ile ülke çapındaki maden işçileri deprem bölgesine hızlıca yönlendirilseydi çok daha fazla insanın canı kurtarılabilirdi. TTK’ya bağlı işçiler gibi özel madenlerde çalışan işçilerin de arama kurtarma faaliyetleriyle katılmaları sağlanmalıydı. Fakat devlet hiçbir özel işletmeye bir yükümlülük getirmediği gibi özel maden işletmelerini de es geçti.

Sınıf dayanışması nice canları kurtardı, halkın yaralarını da nasırlı eller saracak

Gerçek gazetesi olarak Şubat sayımızın manşetinde “Depremin enkazından canlarımızı, sistemin enkazından halkları emeğin gücü kurtaracak” dedik. Bugüne kadar da bunun gerçekleştiğini, emekçinin yardımına yine emekçilerin gönüllü olarak koştuğunu gördük. Maalesef on binlerce insanımız, canımız enkazların altında can verdi. Kalanlar ise büyük bir yara aldı. Açılan bu yaraları sarmak için önümüzdeki günlerde de sınıf dayanışmasını yükseltmemiz gerekiyor. Fakat yaraları sardığımız gibi yaşanacak yeni felaketlerin önüne geçmemiz, kapitalist düzenin enkazından halkımızı çıkarmamız gerekiyor. Bunun yolu ise ancak ve ancak işçi sınıfının etrafında birleşip sınıf mücadelesini büyütmekten geçiyor.