Emperyalist haydutlar Haiti’ye dadandı
Batı emperyalizmi denen şer yuvası, dünyanın her yanında binbir melanet üretiyor. Bunun en büyük örneği elbette yanı başımızdaki yiğit Filistin halkının yaşadıkları. Daha az göz önünde olan ama emperyalist terörden yakasını bir türlü kurtaramayan bir başka yiğit halk ise Haiti’de. Haiti de neresi ola diye kimse burun kıvırmasın. Karayiplerde bulunan bu ülke, iki yüz yılı aşkın bir süre önce Fransız sömürgeciler tarafından kölecilik ile yönetilirken ayağa kalmış, o koca Napolyon’u yenip hem kölecileri bir güzel cezalandırmış hem de alçak Fransız işgalcileri denize dökmüştü. Ne kadar uzakta olursa olsun, teninin rengi, dili, mezhebi ne olursa olsun, emperyalistlere ve işgalcilere kafa tutan kim varsa Türkiye emekçileri için aynı anadan süt emmişiz gibi kardeşimizdir.
Zamanında sömürgecileri tepeledi tepelemesine ama Haiti’nin halkı, başta iki adım ötesindeki ABD emperyalizmi olmak üzere bu alçaklardan bir türlü kurtulamadı. 20. ve 21. yüzyılda Haiti’nin tarihi o kadar çok işgal ve emperyalist müdahaleyle doludur ki, adeta onlar da bizim Ortadoğu’nun kaderine ortak olmuştur. En son gelinen noktada, önce Haiti devlet başkanı Jovenel Moïse 2021 yılında çok şüpheli şartlarda bir suikast sonucu öldürüldü. Moïse’nin öldürülmesinin ardından, Ariel Henry adında bir alçak, adeta dünya emperyalizminin atadığı kayyım olarak Haiti’nin başına geçti. Ariel Henry, Moïse’nin öldürülmesinde parmağı olduğundan şüphelenilen ve ömrünün büyük kısmını Fransa ve ABD’de geçirmiş ve kendini emperyalizmin hizmetine adamış birisidir. Yani adeta Haiti’nin Damat Ferid’idir. Son üç yılda Henry, emperyalizmin hizmetinde bir kemer sıkma politikasını ülkeye dayatmış, Haiti halkı ise buna önemli eylemlerle karşılık vermişti. Bu adamın, geçici olarak üstlendiği Haiti liderliği rolünü, geçtiğimiz Şubat ayında bırakması ve ülkede seçimlerin düzenlenmesi gerekiyordu. Ama yaptığı bir açıklamayla 2025 Ağustos’una kadar seçimleri ertelediğini belirtti. Yani halkın seçmediği bu emperyalist ajan, seçimleri çıkmaz ayın son çarşambasına erteleyerek Haiti’de benim borum öter dedi.
Zaten krizlerle sarsılan bir ülkede, bu açıklama ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren bir süreci tetikledi. Haiti burjuvazisinin çeşitli fraksiyonlarınca desteklenen silahlı milisler ülkede adeta terör estirmeye ve devlet aygıtını işlemez hale getirmeye başladı. Ülkenin başkent Port-au-Prince’taki en büyük havalimanını işgal etmelerinin yanı sıra, büyük hapishaneleri de basıp içerideki diğer çete üyelerini serbest bıraktılar. Bu kriz şartları da tam da emperyalizmin beklediği fırsatı sundu. Önce artık işlerine yaramayan Ariel Henry’i istifaya zorladılar, şimdi ise ABD, Fransa, İspanya, Brezilya, Almanya ve Kanada’nın başını çektiği bir güç ile Haiti’ye “barış gücü” yollamaya hazırlanıyorlar. Bu Haiti’ye yolladıkları ilk barış gücü değil, eğer emperyalistler böyle at koşturmaya devam ederse son da olmayacak.
Emperyalistlerin askerinden, silahından hangi gariban halka hayır gelmiş ki Haiti’ye gelsin? Bizim ülkemiz başta olmak üzere dünya işçileri ayağa kalktığında, bu alçak emperyalistleri her yerden olduğu gibi Haiti’den de defedecek. Haiti vakasından da bizim için çıkarılacak temel ders belli: emperyalist onaylı siyasetçiden de ABD ve AB başta olmak üzere Batı emperyalizminden de bize hayır değil şer gelir. Emekçi halkı ancak emekçi halk kurtarır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2024 tarihli 175. sayısında yayınlanmıştır.