Bir Bulgaristan'la krizimiz eksikti!
Hollanda'da Bakan Kaya'nın sınırdışı edilmesinin yarattığı yankılar gündemi belirlerken bir sınırdışı olayı da Bulgaristan'da gerçekleşti. Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya bir nota vererek Diyanet İşleri Başkanlığı mensubu olan ve Türkiye’nin Burgaz Başkonsolosluğu’nda Sosyal Hizmetler Ataşesi olarak görev yapan Uğur Emiroğlu’nu Bulgaristan’ın içişlerine karıştığı gerekçesiyle “istenmeyen adam” ilan etti. Türkiye de karşılık olarak Bulgaristan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli Konsolos Zornitsa Petrova Apostolova’nın ülkeyi terk etmesini istedi.
Bulgaristan seçimlerinin arifesinde gerçekleşen bu olaylar elbette ki bu ülkede yaşayan çok sayıda çifte pasaport sahibi Türkiye vatandaşının varlığı ile yakından ilgili. Bulgaristan'da Türk kökenli vatandaşların yoğunlukla desteklediği Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), ülkenin üçüncü siyasi gücü konumuna yükselmiş durumda. Son dönemde bir bölünme yaşayan hareketin içinden Türkiye'de AKP iktidarı tarafından desteklenen, HÖH eski Genel Başkanı Lütfi Mestan'ın liderliğini yaptığı DOST Partisi isimli yeni bir oluşum çıktı. Son günlerde bu partiye destek için Avcılar otobüs garında hummalı bir çalışma ile Bulgaristan'a seçmen taşıma faaliyetleri sürüyordu. Bulgaristan'la kriz Lütfi Mestan'ın can güvenliğim yok diyerek Türkiye konsolosluğuna sığınmasının ardından gerçekleşti. DOST Partisi hem HÖH hem de diğer siyasi güçler tarafından Türkiye'nin Bulgaristan'ın içişlerine müdahalesinin bir aracı olarak görülüyor.
Türkiye'nin ve AKP iktidarının, DOST Partisi aracılığıyla Bulgaristan'daki Türk kökenlilerin haklarını daha iyi korumak için müdahil olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira krizin başlangıcı Türkiye'nin Rus uçağını düşürdüğü günlere gidiyor. O dönemde HÖH Başkanı olan Lütfi Mestan'ın Rusya aleyhinde açıklamalarda bulunması büyük tepki topluyor ve HÖH onursal başkanı Ahmet Doğan'ın girişimiyle Lütfi Mestan HÖH'ten ihraç ediliyor. Ardından 3 milletvekili de Mestan'ı destekleyerek HÖH'ten istifa ediyor ve DOST Partisi kuruluyor. AKP çevrelerinin öteden beri HÖH'ü Bulgaristan Sosyalist Partisi'ne ve Rusya'ya yakın olmakla suçladığı biliniyor. DOST Partisi'nin söylemi, zannedildiğinin aksine Türkçülük'ten daha çok Avrupa Birlikçi ve NATO'cu. Partinin sözcülerinden Hüseyin Hafızov'un partisini tanımlarken kullandığı ifadeler gayet açık:"Bizi parti olarak Türkiye ile özdeşleştirmek yanlıştır. Biz bir Bulgaristan partisiyiz, iki Avrupa partisiyiz, üç NATO’cu bir partiyiz."
Geçen zaman zarfında AKP iktidarı yeni bir "kandırıldık" açıklamasıyla Rus uçağı meselesini Fethullah Gülen'e ihale etti etmesine ama Bulgaristan'daki kavga kaldığı yerden sürdü. AKP ve Erdoğan, Rusya'dan özür dileyip ilişkileri normalleştirmeye çalışırken, Bulgaristan'da DOST Partisi vasıtasıyla AB'ci NATO'cu müdahalelerde bulunmaktan da hiçbir zaman vazgeçmedi. Yani yine AKP'nin emperyalizmin taşeronluğuna soyunan dış politikası yüzünden bir komşumuzla daha kriz yaşamış olduk.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2017 tarihli 90. sayısında yayınlanmıştır.