Sen hâlâ anlamadın, Erdoğan!
Abdullah Gül Gezi Parkı vesilesiyle başlayan ve bir isyana dönüşmüş olan olaylar hakkında yatıştırıcı bir konuşma yaparken “mesaj alınmıştır” demiş. Tayyip Erdoğan Fas’a gitmek üzere havalimanında basın toplantısında iken bu sözü kendisine sormuşlar. O da “mesaj neymiş?” diye sormuş. Hatta gazetecileri sıkıştırmış, “sizce mesaj ne yani?” falan diye. Sonra Fas başbakanı ile yaptıkları basın toplantısında bu mesele bir daha gündeme gelince, “ben gazetecilere de sordum, herhangi bir şey söyleyemediler” demiş.Oysa havaalanında üzerine gittiği gazeteci kadın meramını gayet berrak biçimde anlatmış:“Her şeyi yasaklıyorsunuz, her kesimin şikâyeti farklı, ama yasaklarınızdan bıkmışlar” anlamına gelen şeyler söylüyor. Erdoğan, bu kadın gazetecinin söylediklerini anlayamamışsa, gerçekten mesaj alamıyor demektir.
Halk Erdoğan’a “yeter!” demiştir. Bu bir isyandır! İsyanın gerisinde herkesin kendine özgü şikâyetleri yatıyor. Kimi İstanbul’un her yerinin gayrimenkul sermayesine peşkeş çekilmesine ve kentin mahvedilmesine tepkilidir. Kimi Erdoğan’ın dini vecibeleri kaba bir tarzda yasal zorunluluklar haline getirme yönelişine. Kimi, çok daha önemlisi, taşeronluk ve esnek çalışma koşullarından, sendikalaştığında işten atılmaktan, 1 Mayıs’ların yasaklanmasından şikâyetçidir. Kimi öğrencilerin yaşam ve eğitim koşullarının sefaletinden ve polisin baskısından. Hepsi ne zaman bir protestoya girişseler kimyasal gaz, su ve copla karşılaşmaktan.
Herkes Tayyip Erdoğan’ın kibrinden, üstten tavrından, pek az şey bildiği halde her şeyi bilirmiş gibi konuşmasından, her konuda ileri geri fikir belirtmesinden, “prompter” olmadığı zaman iki kelimeyi bir araya getirmeyi bile beceremediği halde her yerde hatip kesilmesinden şikâyetçidir.
Erdoğan isyanın bütün bunları ve daha fazlasını ortaya koyduğunu anlayamamıştır. Ama daha ötesinde başka bir şey daha anlayamamıştır. Gazeteci kadınla laf yarıştırmak Erdoğan’ın derdine derman olamaz. Çünkü bu “mesaj” tartışmasının esas mesajı başkadır: AKP içinde birçok odak da bu isyan konusunda Erdoğan’ın karşısında yer almıştır. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, dokuz ay sonra İstanbulluların karşısına seçilmek üzere çıkacağı için şimdi tir tir titreyen Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yetmedi. Polisin tavrını yanlış, İdare Mahkemesi’nin tavrını doğru bulan Bülent Arınç yetmedi. Kendi başbakanından bambaşka bir tavır takınan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı yetmedi.
Şimdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Başbakan Tayyip Erdoğan’a karşı. İşte mesaj budur. Gazeteci kadınla ne uğraşıyorsun?