Şangay’a selam Batı emperyalizmi ile devam!
Başbakan Erdoğan bir televizyon programında AB’nin Türkiye’yi oyalayan tavrını eleştirdikten sonra geçenlerde Putin’le görüştüğünü ve ona “bizi Şangay beşlisine alın biz de AB’ye allahaısmarladık diyelim” dediğini aktardı.
Erdoğan’ın bu sözleri bir kez daha “eksen kayması” tartışmalarını gündeme getirdi. Şangay beşlisi adıyla tanınan resmi adı Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİO) olan bu askeri ve ekonomik işbirliği Çin ve Rusya’nın yanı sıra Tacikisitan, Kazakistan ve Türkmenistan’dan sonra Özbekistan’ı da arasına alarak üye sayısını altıya çıkarmıştı. ŞİO’da Hindistan, Pakistan, İran ve Moğolistan’da gözlemci statüsünde yer alıyor.
Her ne kadar Erdoğan , “çok daha güçlü” diyerek ŞİO’yu AB karşısında övmüşse de Türkiye’nin yüzünü tamamen doğuya çevirmekte olduğunu söylemek için erkendir. Zira Ortadoğu’da ABD emperyalizmi ile işbirliği içinde olan Türkiye, AB hedefinden de resmen vazgeçmemiştir. Nitekim Erdoğan aynı konuşmasında tartışma yaratan sözlerinin hemen öncesinde “Çok açık ve samimi söyleyeyim, bizim için AB sürecini unutmak ya da kaybetmek diye bir şey söz konusu değil” demiştir.
Erdoğan’ın sözlerini anlamak mümkündür. AB projesinin çöküşün eşiğine geldiği AB’nin kara sevdalıları dışında herkesin görebileceği bir hale gelmiş, Yunanistan’dan sonra Britanya’nın AB’den ayrılması olasılığının konuşulmaya başlandığı bir ortamda AB üyeliği hedefini ön plana almak hiçbir aklı başında politikacının yapacağı iş değildir.
Ancak bu tartışma bir kez daha Türkiye devletinin ve burjuvazisinin emperyalizmle göbek bağını ortaya sermiştir. Bunu da yine CHP lideri Kılıçdaroğlu yapmıştır. Erdoğan’ın açıklamasına kızan Kılıçdaroğlu daha önce de sürekli yaptığı gibi hükümeti ABD’ye şikayet etmiştir. Kılıçdaroğlu Salı günü yapılan grup toplantısında Türkiye’nin Malazgirt’ten beri Batıya yöneldiğini söyleyerek Batı hayranlığını mantık sınırlarını zorlayan bir milliyetçi demagojiyle birleştirmiş ama asıl sözlerini “siz o çağdaş dünyadan kendinizi koparmak istiyorsunuz. Davutoğlu ile kafa kafaya verdiniz. NATO’dan da mı çıkacaksınız?” diyerek söyledi.
Elbette ki daha yeni NATO’nun patriot füzelerini ülkesine getiren NATO’nun bölgedeki fedailiğine soyunan Erdoğan’ın böyle bir niyeti yoktur. Dolayısıyla da, alternatif bir askeri işbirliği konsepti içeren ŞİO’ya üyelik söz konusu olamaz. Bunu CHP lideri Kılıçdaroğlu gibi ABD Dışişleri sözcüsü de “Türkiye’nin aynı zamanda bir NATO üyesi olduğu düşünüldüğünde bu ilginç olur” diyerek aba altından sopa göstererek ifade etti bile.
Erdoğan’ın tutarsızlığı da, Kılıçdaroğlu’nun AB ve ABD’ye yaranma telaşı da ortadadır. Ancak bunlar AB’nin bir emperyalist proje olarak çökmekte olduğu ve emperyalist sermayenin AB enkazının altında işçi sınıfını bırakmak istediğini, krizden çıkış arayışı içinde hem AB hem de ABD’nin emperyalist saldırganlığını arttırdığı dolayısıyla da işçi ve emekçiler için Batı emperyalizminden hiçbir hayır gelmeyeceği gerçeğini değiştirmez. AB ile üyelik süreci ve gümrük birliği anlaşması feshedilmelidir, NATO’dan derhal çıkılmalıdır. Alternatif ne mafya kapitalizminin Rusya’sı ne de sermaye için ucuz emek cenneti işçiler için sömürü cehennemi olan Çin’dir. Bizim alternatifimiz Avrupa’da, Ortadoğu’da, Asya’da kapitalizmi ortadan kaldıracak, hakların kardeşliğini tesis edecek ve emperyalizme karşı savaşacak sosyalist devletler federasyonlarının kurulmasıdır.