Fırıldak!

Yine becerdiler! Recep Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu ikilisi, muhtemelen tarihe cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin en tutarsız, en zavallı, en sefil dış politikasını izleyen ikili olarak geçecek.  Ülkenin cumhurbaşkanı “Kobani düştü düşecek” sözü ile Türkiye’nin yangın yerine dönmesine yol açtı.  “Kobani’nin Türkiye ile ne ilgisi var?” diye sordu. Başbakan Kürt hareketinin farklı bileşenlerinin iki haftadır ısrarla talep ettiği koridoru reddetti. Ama şimdi Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin askeri gücü peşmergelerin Irak topraklarından Türkiye’ye, buradan da Kobani’ye geçmesi konusunda ABD ile kuzu kuzu pazarlık ediyorlar!

Bu elbette ne ilk ne son.Daha bir ay önce, Eylül ayı boyunca Türkiye ABD’nin DAİŞ’e (IŞİD’e) karşı kurmaya çalıştığı koalisyona karşı muazzam bir yalpalama göstermişti. ABD Eylül başlarında DAİŞ’le savaş için bir koalisyon kurmaya girişti. Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde ABD ile bölge ülkeleri arasında yapılan toplantıda ortaya çıkan ve herkesin imzaladığı metni Türkiye imzalamadı. Ama ABD’li yetkililer Türkiye’ye gidip gelerek sonunda Erdoğan-Davutoğlu ikilisine tükürdüklerini yalattılar. Türkiye, DAİŞ’in elindeki rehineleri bir takasla geri aldı ve kendi eliyle mazeret olarak yarattığı bu gerekçeyi ortadan kaldırınca koalisyona katıldı.

Aslında Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin tutarsızlıkları konusunda ne kadar geri gidilirse gidilsin örnek bulmak mümkün. Bir başka örnek geçen yıl Suriye konusunda yaşanmıştı. Tayyip Erdoğan, 2011 sonlarından itibaren Suriye’ye karşı savaş ilan edilmesi için çığırtkanlık yaptığı halde, Mayıs 2013’te Beyaz Saray’ı ziyaretinde Obama kendisine “aşırı İslamcı” örgütlerin desteklenmesi konusunda çıkışınca geri vitese takmış, bütün dünyanın hayret dolu bakışları altında Moskova’yı ziyaret ederek Cenevre barış görüşmelerini barışa ulaştırma çabasını göstereceğini açıklamıştı.

Daha da geri gidersek, mesela Tayyip Erdoğan’ın 2011 başlarında Libya’ya karşı ne kadar tutarlı bir politika izlediğini görüp eğlenebiliriz. Erdoğan 28 Şubat 2011’de bir konuşmasında şu soruları soruyordu: “''NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO'nun ne işi var Libya'da?” 19 Mart’ta başta Fransa olmak üzere NATO ülkeleri Libya’yı bombalamaya başlamıştı. Tayyip Erdoğan’ın hükümeti ise Libya açıklarına gemi yerleştirerek erketelik yapıyor, NATO’nun kirli işlerine yardım ediyordu. Daha o sözleri söyleyeli 20 gün bile olmamıştı!

Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu ikilisinin tutarlılığı işte bu kadar! Önce nazlanıyor, Arap dünyasının, özellikle Sünni ülkelerin halkının gözüne girmek için bazı gürültüler çıkarıyor, ama ardından ABD bastırınca onun gösterdiği yola tıpış tıpış giriyorlar.

Kürt halkı dostunu düşmanını iyi bellemeli. Tayyip Erdoğan ve AKP DAİŞ’in bir Kürt katliamına girişmesini engellemek söz konusu olunca koridoru açmadı. “Kobani düştü düşecek” diyerek insanların acılarıyla neredeyse alay etti. Ama iş ABD yanlısı güçlerin sevkiyatı olunca yelkenleri suya indirdi! Bundan çıkan ders açık: Tayyip Erdoğan’la yürümek isteyen ABD’ye yanaşacak! Emperyalizmin oyuncağı olmak istemiyorsanız, Tayyip Erdoğan’la da ittifak yapmayacaksınız!

Davutoğlu dış politikasının sloganı şu olmalı: “Başın dik yürü, ABD karşısında boyun eğene kadar!”