İstibdadın yargısından DAİŞ için “öfkeli gençler” kararı: 10 Ekim katliamı davasında insanlığa karşı suçtan beraat çıktı!
10 Ekim 2015’te Ankara’da gerçekleştirilen barış mitinginde DAİŞ’in canlı bombalarla gerçekleştirdiği katliamda 103 kişi hayatını kaybetmişti. Katliamla ilgili görülen dava 2018’de karara bağlanmış, “anayasal düzeni ihlal”, “silahlı örgüt yöneticiliği” ve “kasten öldürme” gibi suçlardan cezalar verilmişti. Yargıtay, katliamcıları taşıyan ve silahlı örgüt kurma ve yönetme suçlaması ile mahkûm edilen Erman Ekinci’nin, “insanlığa karşı suç işleme”den de yargılanması gerektiğini belirterek davayı bozmuştu. 1 Temmuz 2024’te tekrar karara bağlanan davada Erman Ekinci’nin insanlığa karşı suç işlemekten beraat ettirilmesi ve diğer suçlardan cezalandırılması haklı ve büyük bir tepki aldı.
10 Ekim katliamı göz göre göre yaşanmıştı. Katiller bilinmekte ve takip edilmekteydi, son kararda adı geçen Erman Ekinci’nin telefonlarının dinlendiği dahi ortaya çıkmıştı. Ancak katliamda sorumluluğu ve ihmali olan hiçbir kamu görevlisi yargılanıp cezalandırılmadı. Oysa esas sorumlular oradaydı. Katliamın ardından dönemin bakanları İçişleri Bakanı Selami Altınok, Adalet Bakanı Kenan İpek ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu gülücükler saçarak açıklama yapmış, “kokteyl terör örgütü” söylemiyle ilk andan itibaren okları tekfirci mezhepçi terörist DAİŞ’in üzerinden başka yere çevirmeye çalışmıştı. Bunun için adeta barış mitingi yapanların bu eylemi kendi kendine yaptığını ima edecek kadar alçalan, sistematik bir propaganda başlatılmıştı. Bu propaganda, 10 Ekim’de AKP’nin Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun daha önce bu örgüt için yaptığı “öfkeli gençler” tanımlamasının bir devamıydı.
Katliamdan aylar önce 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olacak meclis çoğunluğunu elde edemeyen AKP, Türkiye’yi kanlı bir savaş sürecine sokmuş, 10 Ekim katliamının ardından da muhalefetin miting dahi yapamadığı bir hayalet seçimle tekrar tek başına iktidar koltuğuna oturmuştu. Yani iktidarın katliamda sadece ihmali ve sorumluluğu yoktu aynı zamanda bu katliamdan siyasi bir yarar da elde etmişti. Devlet görevlilerinin yargılanmamasının yanında iktidardan siyasi olarak da hesap sorulamadı. Oysa gelinen aşamada insanlığa karşı suçtan verilen beraat kararı sadece katliamda doğrudan rol almış Ekinci’yle ilgili bir karar değildir. İktidarın mezhepçi politikalarla “öfkeli gençler” diyerek tekfirci ve mezhepçi katliamcıları koruyup kollayan çizgisinin bir devamıdır.
10 Ekim katliamını unutmadık ve unutturmayacağız! Sadece sorumluların yargılanması ve cezalandırılması için değil, bu katliamı, bir istibdad rejiminin inşası için kullanan siyaseti yıkmak için de mücadeleyi sürdüreceğiz.