ABD'nin memuru Türkiye'yi Suriye'yle savaşa mı sokuyor?
Türkiye bir ABD sömürgesi değildir. Ancak ABD hep yaptığı gibi yine öyleymiş gibi davranmaya başladı ve Erdoğan da bu muameleyi sineye çekiyor. Çünkü kendisini ve kendisiyle birlikte tüm ülkeyi Fırat kapanına sıkıştırmış durumda. CIA yani ABD'nin istihbarat örgütü direktörü Mike Pompeo'nun, diplomatik muadili olan MİT müsteşarı ile görüşmekle yetinmeyip Cumhurbaşkanı Erdoğan'la da görüşmesinin kendisi başlı başına bir skandal. Bu skandalın üstü "Cumhurbaşkanı MİT müsteşarı ve CIA başkanını birlikte kabul etti" denerek örtülmeye çalışılsa da mızrak çuvala sığmıyor. Sömürge ülkelerde görülebilecek şekilde Cumhurbaşkanı tüm ülkenin geleceğini ilgilendiren bu konuları ABD devletinin memuruyla görüşüyor. Üstelik bu skandal görüşme yapılırken Türkiye hızla Suriye'de topyekûn bir savaşın içine girme tehlikesi ile karşı karşıya geliyor.
Rusya TSK'yı yanlışlıkla mı vurdu?
El Bab kuşatması giderek sarpa sarıyor. Türkiye'nin emekçi halkının, iktidarın tutarsız Suriye politikası yüzünden ödediği bedeller giderek artıyor ve daha da artacak gibi görünüyor. El Bab kuşatmasının uzaması ve Suriye ordusunun güneyden El Bab'a yaklaşması ile çatışmalarının boyut değiştirebileceğini daha önce belirtmiştik. Türkiye ile Suriye'nin karşı karşıya gelebileceği konusunda uyarılarda bulunmuştuk. Nitekim 9 Şubat Perşembe günü El Bab'ın batısında Fırat kalkanına katılan ÖSO çeteleri ile Suriye ordusu arasında çatışmaların başladığı ve giderek şiddetlendiği yönünde haberler gelmeye başladı. Rus uçaklarının yanlışlıkla TSK askerlerinin bulunduğu bir binayı vurduğu ve üç askerin öldüğü haberi ise bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından duyuruldu. Putin'in Erdoğan'ı arayarak başsağlığı dilediği de aynı açıklamada belirtiliyor.
Ne var ki "yanlışlık" gelişmelerin vahametini açıklamaktan uzak bir kavram. Hele ki bu yanlışlık Rusya'nın PKK ve YPG'yi terörist olarak görmediğini açıklamasından sonra ve CIA direktörü ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüşmesi öncesinde yapıldıysa... Bu anlamda TSK ve ÖSO ile Suriye ordusunun çatışmaya başlaması ile CIA Başkanı Pompeo'nun Türkiye ziyaretinin aynı zamanda gerçekleşmesi tesadüf olarak görülemez. Rusya'nın Türk askerini yanlışlıkla vurduğunu açıkladığı sıralarda ABD askeri kaynakları da resmi olarak El Bab yakınlarında üç hava saldırısı düzenlediklerini ilan etmesi de elbette ki tesadüf değil.
ABD ve taşeronları Astana anlaşmasını sabote ediyor
New York Timesgazetesinin Beyrut büro şefinin kaleme aldığı bir haberde Rusya ve Türkiye'nin Astana'da El Bab'ın Suriye ordusu tarafından alınması konusunda anlaştıkları iddia ediliyor. Haberde bu anlaşmaya ÖSO güçlerinin uyup uymayacağının ise belli olmadığı da söyleniyor. Son 24 saatteki gelişmeler ise TSK'nın desteklediği ÖSO güçlerinin hem El Bab'a doğru hamle yaptığını hem de Suriye ordusu ile çatışmaya başladığını gösteriyor. Eğer New York Times’ın haberinin belirttiği gibi, Astana’da El Bab'a Suriye ordusunun girmesi üzerine bir anlaşma sağlandıysa ve devletler arasında yapılan bu anlaşma ÖSO çetelerinin istek ve öncelikleri yüzünden bozulduysa burada tam bir skandal var demektir. Daha akla yatkın senaryo ise El Bab'a yönelik hamlenin ÖSO çetelerinin inisiyatifi ile sınırlı olmadığı ve yeni gelişen sürecin CIA direktörü Pompeo'nun gelişi ile yakından ilişkili olduğudur. Ancak bu durumda da skandalın boyutu küçülmüyor.
Elbette ki bu görüşmenin ayrıntıları açıklanmıyor ve açıklanmayacak da... Ama Fırat kapanına sıkışmış Türkiye'nin emekçi halkının çocukları ölmeye devam ediyor.