Dilovası Dostel’den bir metal işçisi: Birleşirsek kazanırız

Dilovası dostel

Merhaba dostlar,

Ben, Dilovası’nda Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Dostel fabrikasında çalışan bir metal işçisiyim. Eylül ayında başlamış olan ve 160 bini aşan metal işçisini ilgilendiren MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi yalnızca ücretlerin tartışıldığı bir masa değildir. Bu masa, emeğimizin karşılığını alıp alamayacağımızın, hayatlarımızın sefalet mi yoksa insanca yaşanacak bir düzey mi olacağının belirlendiği bir mücadele alanıdır.

Bir önceki sözleşme sürecinde, grev tarihine iki gün kala imzalanan sözleşmede metal işçileri üretime dokunarak MESS patronlarının ezberlerini bozmuş, grev iradesini ortaya koyarak önemli kazanımlar elde etmişti. O gün nasıl başardıysak, bugün de başarabiliriz!

Bugün ekonomik kriz derinleşmiş, enflasyon ve hayat pahalılığı işçi sınıfının belini bükmüştür. İşsizliğin rekor kırdığı, iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı, ücretlerin vergi dilimleriyle daha yılın başından eridiği bir dönemdeyiz. Patronlar ağlıyor, “işler kötü” diyorlar ama rakamlar ortada: Ford, Tofaş, Bosch gibi devasa şirketler milyarlarca lira kâr açıklıyor. Demek ki kriz işçiye, kâr patronlara!

Erdoğan ile Trump arasında yapılan milyar dolarlık anlaşmalar patronlar için yeni kâr kapıları açıyor. Ama unutmayalım; bu anlaşmaların gerçek bedelini işçiler ödüyor! Bizim maaşlarımızdan kesilen vergilerle, cebimizden alınan KDV ve ÖTV ile, ekmekten ulaşıma kadar her şeye gelen zamlarla bu paralar patronlara aktarılıyor. Onların masalarında milyar dolarlar konuşulurken, bizim soframızda ekmek küçülüyor. Bu yüzden vergi adaletsizliğine karşı mücadele etmek yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sınıfsal bir zorunluluktur. Vergi yükü işçilere değil, patronlara!

Bugün maaşlarımızın en büyük düşmanı vergi dilimleridir. Daha yılın başında ikinci vergi dilimine giriyor, yıl boyunca ücretlerimiz dilim dilim eriyor. Patronlar kâr üstüne kâr yaparken işçiler aldığı zammı daha cebine koyamadan geri veriyor.

Birleşik Metal-İş taslağında bu haksızlığa karşı önemli bir talep yükseltti: Vergi dilimi %15’te sabitlenecek, üstü patronlar tarafından karşılanacak! Bu talep göstermelik bir söylem değil, bütün işçilerin ortak isteği ve hakkıdır. Bu yüzden yalnızca Birleşik Metal-İş değil, bütün sendikalar bu talebi sahiplenmeli, vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmak için ortak mücadele gündemi haline getirmelidir.

İşsizlik patronların bilinçli tercihidir. Kriz döneminde işçi çıkartıp, işler açılınca daha az işçiyle daha çok iş yaptırmak onların oyunudur. Buna karşı tek güvencemiz örgütlülüktür. Her işten çıkarma, her baskı; direnişle, fabrika ölçeğinde mücadelelerle karşılanmalıdır. Metal işçileri bu seferberliğin öncüsü olmalıdır.

Dostlar, hiçbir hakkımız bize bahşedilmedi. Ne kazandıysak, dişimizle tırnağımızla, grevlerle, direnişlerle kazandık. Kavel işçilerinin yolundan yürüyen her işçi bugüne bir kazanım bıraktı. Bugün de yolumuz bellidir: İşgal, grev, direniş!

Geçen ay Omsa işçileri, direnişin 70. gününde fabrikayı işgal ederek inisiyatifi kendi ellerine aldılar ve patronu dize getirdiler. 70 gün boyunca tazminatları bile ödemeyi reddeden patron, 17 saatlik işgale dayanamadı ve Omsa işçilerinin tüm taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Artık Omsa işçileri sendikalı olarak fabrikalarında işbaşı yapacak. Kimse bize altın tepside hak sunmayacak; tarihimiz bunun kanıtıdır. Kavel işçilerinden Omsa işçilerine kadar her hak ancak mücadeleyle alınmıştır. Bugün de çözüm bellidir: Fabrikalarda örgütlenmek, işçi komitelerini güçlendirmek, sendikaları tabandan baskılayarak patronların karşısına tek vücut halinde çıkmak!

Önümüzdeki süreç, “iş, aş, hürriyet” talebini büyütme ve krizlerin faturasını patronlara ödetme sürecidir. Bu büyük kavganın sonucunu belirleyecek olan biziz. MESS’in de MESS’in ısmarlama taslağını işçi sınıfına bir lütuf gibi sunan işbirlikçi Türk Metal sendikasının da karşısına tek vücut halinde dikilmeliyiz. Metal işçilerinin iradesini yansıtan tek taslak olan Birleşik Metal-İş’in taslağını ortak taslak haline getirmek için irade koymalıyız.

Ayrı gayrı demeden, sendika ayrımı gözetmeden, bütün metal işçileri omuz omuza mücadele edersek; tek vücut olursak patronların sefalet dayatmasını geri püskürtebiliriz. Birliğimiz, mücadelemiz ve kararlılığımız en büyük gücümüzdür.

Dilovası Dostel’den bir metal işçisi

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır.