Başyazı: Yalın gerçek

 

Türkiye kördüğüm olmuş sorunlarla boğuşuyor. Kriz üstüne kriz yaşıyor. Her gün canlı, cansız bombalar patlıyor. Savaş hali var, ülkenin dört bir yanına cenazeler gidiyor. Kilis, her gün DAİŞ tarafından bombalanıyor. Mecliste AKP, CHP ve MHP'yi yanına almış sille tokat seçimlerden üçüncü parti çıkan HDP'yi meclisin dışına atmaya çalışıyor. İktidar cephesinde Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki fay hattı kırıldı yüksek şiddetli bir deprem yaşanıyor. Üstelik bu depremin bir öncü sarsıntı olduğu da çok açık.

Tüm bu kriz, çalkantılar, ölümler yaşanırken sermayenin hükümeti AKP ise asli işini katiyen ihmal etmiyor. İşte kiralık işçilik ve Özel İstihdam Büroları olarak bilinen işçi simsarlığı yasası AKP tarafından meclise getirildi. Çalışma Bakanı kıdem tazminatı hakkını Haziran'da kaldırmaya hazırlandıklarını açıkladı. Sermayenin iktidarı olmak böyle bir şey. AKP'ye has bir özellik de değil bu. 1999 yılında resmi rakamlarla 17.500 insanımızın öldüğü Marmara Depremi'nin ardından sendikalar eylemlerine ara verdiğini açıkladığında hâlâ enkaz altında insanlar varken bu sefer DSP-MHP-ANAP'ın sermaye hükümeti mezarda emeklilik yasasını meclisten geçirivermişti.

İşçiler, emekçiler yalın gerçeğe bakmalı. Sermayenin her durum ve koşul altında kendi çıkarlarını korumak için nasıl büyük bir gayretle çabaladığını görmeli. Bir anlamda bundan ders çıkarmalı. Kendi gündemine sahip çıkmalı ve kendi çözümünü dayatmak için birleşmeli, seferber olmalı. İşçi sınıfının tüm örgütleriyle birleşik bir mücadele cephesi oluşturmak için harekete geçmeli. DİSK, KESK, TMMOB, TTB yetmez! Türk-İş de gelmeli. Hak-İş bile! Yönetimi AKP'nin memuru olmuşsa şubeleri, işyeri temsilcileri, üyeleri gelmeli. İşçi sınıfı aynı sermayenin yaptığı gibi kendi menfaatlerini savunmaya öncelik vermeli. Bu görevden kaçan, işçi sınıfına ihanet ediyor demektir.

Sosyalist solun da üzerine görev düşüyor. Sol saflardaki bulanıklık artık son bulmalı. Türkiye solu farklı farklı kimlikçiliğin, türlü türlü liberalizmin, çeşit çeşit CHP'ciliğin peşinden yeterince koştu. Artık yeter! Yüzünüzü sınıfa dönün! Lafla değil, eylemle, emekle, siyasetinizle dönün!,

Uzaktan duyduğunuz çakalların ulumasıdır! Kudurmuşluklarına bakıp aldanmayın. Düzen cephesi sapır sapır dökülüyor. Birleşirsek, yüklenirsek kazanabiliriz! Bugün kiralık işçilikten kıdem tazminatının kaldırılmasına kadar AKP eliyle yürütülen sermaye saldırısı püskürtülebilirse işçi sınıfının güveni yerine gelecek, safları sıklaşacak ve güçlenecektir. İşçi sınıfı adım adım toplumun kördüğüm olmuş sorunlarının çözümünde ağırlık koymaya başlayacaktır. Ne AB ne ABD, ne CHP ne MHP, ne Gül ne Gülen, Türkiye'yi bu çıkmazdan kurtaracak yegâne sosyal güç işçi sınıfıdır, yegâne siyaset işçi sınıfı siyasetidir. Bir kez daha: Sınıfını bil safa gel!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2016 tarihli 79. sayısının başyazı olarak yayınlanmıştır.