Kamu işçileri toplu sözleşme görüşmelerinde, hükümet oyalıyor, işçi bastırıyor: Artık eylem zamanı!

Kamu çalışanlarını temsil eden Türk-İş ve Hak-İş ile hükümeti temsil eden Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında gerçekleşen, kamuda çalışan 600 bin işçiyi ilgilendiren 2025 yılı toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyor.
Türk-İş ve Hak-İş’in ortak talepleri en düşük işçi ücretinin günlük 1.800 lira olması; 2025’in ilk altı ayı için %50 ve sonraki 6 aylık dilimler için %25 ücret zammı; verginin adil olması, bunun için de %15’i aşan kısmının işveren tarafından ödenmesi. Çalışma sürelerinin 40 saat olması, cumartesi ve pazar günlerinin tatil olması; eşit işe eşit ücret.
Bu talepleri görmezden gelen hükümet tarafı, aylarca bir cevap bile vermediği kamu işçilerine, 13 Haziran’da dalga geçer gibi 2025 yılının ilk 6 ayı için %16, ikinci 6 ayı için ise %8 zam teklifinde bulundu. Sendikaların bu teklifi müzakere edilemez bulması üzerine gelen ikinci teklif ise ilk 6 ay için %17, ikinci 6 ay için %10 olarak açıklandı.
Hükümet şaşırıyor işçinin sabrını taşırıyor!
Hükümet tarafının planı işçiyi oyalayıp geçen yıllarda olduğu gibi sendika bürokrasisiyle bir satış sözleşmesi imzalamak. Ancak bu defa kamu işçileri bastırıyor. Hem işyerinde ve alanlarda eylemler düzenliyor hem de Türk-İş’e eylem ve grev kararı aldırtıp uygulaması için baskı yapıyor. Tabandan gelen bu baskının da etkisiyle Türk-İş, 8 Temmuz’da iş yerini terk etmeme ve 17 Temmuz’da bir gün işe gitmeme gibi üretimden gelen güce dayanan ve iş yerlerinde örgütlenen eylemler planlamak durumda kaldı.
DİSK Ankara’da Türk-İş İstanbul’da eylemde!
DİSK 1 Temmuz'da Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı ve TÜİK önünde “Yasaları uygula! Gerçekleri açıkla! Ekmeğimizle oynama!” çağrısında bulundu. Türk-İş’in adresi ise başta İstanbul’daki genel merkez binası olmak üzere 81 ildeki AKP il binaları oldu. “Hükümet istifa” sloganlarıyla, AKP genel merkez binasına sırtını dönen emekçiler, istibdada, İngiliz Mehmet’in OVP’sine tepkilerini ve insanca yaşanacak bir ücret taleplerini bir kez daha haykırdılar!
Kamu işçilerinin meşru ve haklı mücadelesini sahiplenelim!
Kamu işçilerinin talepleri de mücadeleleri de haklı ve meşrudur. Bu mücadele tüm işçi ve emekçilerin sahip çıkması gereken bir mücadeledir.
Zafer için öncü işçilerin, mücadeleci sendikaların, mücadeleci şubelerin sorumluluk alması, elleri şaltere uzatması ve üretimden gelen gücü patronlara, hükümete ve sendika bürokratlarına göstermesi gerekiyor. Ergün Atalay’a grevi yaptıracak olan da istibdada geri adım attıracak olan da bu olacaktır!
Artık eylem zamanı! Ayrı gayrı yok! Kamu işçilerine sefaleti dayatan Orta Vadeli Program'a karşı sendika ve konfederasyon ayrımı yapmadan birleşelim! Krizi yaratan bedelini ödesin!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2025 tarihli 190. sayısında yayınlanmıştır.