İsrail’in faşist-köktendinci koalisyonu Filistin’i patlamaya hazırlıyor
İsrail’de Kasım başında yapılan seçimler, ülkenin son 13 yılının 12’sinde başbakan koltuğunda oturup 2021’de düşürülmüş olan Binyamin Netanyahu’ya yeniden hükümet kurma olanağı yarattı. Yıllardır yargılanmakta olduğu için mutlaka dokunulmazlık kazanmak isteyen Netanyahu, Kasım 2022 seçimlerinden büyük bir başarıyla çıkan köktendinci Dinî Siyonizm lideri Itamar Ben Gvir ile aşırı milliyetçi Bezalel Smotrich’e rehine düştü. Sonuç, zaten son derece gerici bir devlet olan İsrail’in tarihindeki en gerici hükümetle yönetilecek olması.
Aslında İsrail siyasi sisteminin her geçen gün gericileşmesi 2017’den beri gelişmekte olan bir süreç. ABD’de Trump yönetimi zamanında benimsenen ve Biden’ın da geri almadığı iki karardan güç alıyor bu süreç. Bu kararlardan biri, 2017’de Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması; diğeri 2018’de yasalaşan Temel Anayasa Kanunu adı altında, İsrail’i ırkçı bir “Yahudi devleti” olarak tanıyan ve “Yahudi yerleşimleri”ni “en yüksek milli değer” mertebesine yücelten apartheid (ırk ayrımı) kanununa verilen destek.
Bunu en son 2021 Mayıs ayındaki “Kudüs Savaşı” izledi. İsrail, Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Filistinli aileleri tahliye ederek apartheid’i ileri taşıma savaşına girince Filistin halkı patladı. Kudüs Savaşı’nda 40’a yakını çocuk, 120 dolayında Filistinli katledildi. Savaş dört alana yayıldı: Kudüs’ün yanı sıra ayrıca İsrail’in sayısız şehrinde Arap İsrail vatandaşları ile Siyonistler, Batı Şeria’da yasadışı Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler, Gazze sınırında da Filistin örgütleri ile İsrail birlikleri birbirine girdi. Gerçek gazetesi, özellikle İsrail Arapları ile Siyonistler arasındaki çatışmanın olağandışı niteliğine dikkat çekerek Filistin-Siyonizm mücadelesinin yeni bir evreye girdiğini vurguladı
Radikalleşme Kudüs Savaşı’nın ürünü
Bugün, Kudüs Savaşı’ndan bir buçuk yıl sonra İsrail’in faşist ve köktendinci hareketlerinin güçlenmesi Filistin’in ve İsrail’in Arap halkının mücadelesine karşı yükselen bir tepki. Filistin-Arap halkının militanlaşmasına karşı Siyonistler de gerici partilerin ardında sipere geçiyor. Faşist Bezalel Smotrich Maliye Bakanlığına getiriliyor ama parlamentarizmin tarihinde görülmemiş bir şekilde aynı zamanda Batı Şeria’da uluslararası savaş hukukuna bütünüyle aykırı olan Yahudi yerleşimlerine bakacak! Itamar Ben-Gvir ise Güvenlik Bakanlığını alıyor. Sanırsınız Süleyman Soylu! Polis elinin altında. Bir de Arap toplumu içinde “suç” ile mücadele için ek güçler verilecek kendisine.
Bu hükümet başa gelmeden bile İsrail devleti 2022 yılında on yıllardır görülmemiş sayıda çok Filistinli’yi katletmiş durumda. Bu hükümetle işler çığrından çıkmaya hazır.
2022 Filistin Yönetimi’nin ve başkanı Mahmud Abbas’ın itibarının sıfıra yaklaştığı bir dönem olmuştu. Şimdi bunun doruğuna çıkması beklenebilir. Filistin gençliği Siyonist devletle mücadeleyi kendi eline alma yolunda güçlü adımlar atıyor. Son dönemde kurulan Aslan Yuvası adlı silahlı örgütün başarıları Filistin gençliği içinde bir moral kaynağı. Elbette eski kurtuluş örgütleri de en başta Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olmak üzere mücadelelerini sürdürüyor.
Bu arada Erdoğan
Tam bu olaylar olurken Tayyip Erdoğan ve İstibdad hükümeti sessiz ve uslu bir tarzda İsrail’le “normalleşme” politikasını devam ettiriyor. Netanyahu hükümetinin kurulduğu günler, aynı zamanda İsrail’in yeni kadın büyükelçisinin yetki belgesini Erdoğan’a sunduğu dönem oldu. “Daha Davos’a gelmem” demek yetmiyor, Tayyip Erdoğan. Onlar bacadan yine girdiler eve. Emperyalizmden ve Siyonizmden kopamayan onların amacına hizmet etmiş olur!