Hindutva faşizmi yeni bir katliama girişti!
Güney Asya’nın dev ülkesi, dünyanın nüfus bakımından Çin’den sonra en büyük toplumu Hindistan’da Aralık ayından beri yaşanan sarsıntı, yeni bir doruğa erişti. Ülkenin başkenti Yeni Delhi’nin kuzeydoğusundaki varoşlarda üç gün boyunca süren çatışmalarda, bu satırlar yazılırken verilen son sayıya göre, 34 insan ölmüş, en az 330 kişi de yaralanmış bulunuyor. Olaylar, anlamlı biçimde, Trump’ın Hindistan’ı gösterişli bir tarzda ziyaret etmesiyle aynı günlere rastladı.
Yeni Delhi’nin birçok varoşunda yaşanan olaylar, basının bir kısmı tarafından Hindularla Müslümanlar arasında karşılıklı çatışmalar olarak sunulsa da, inandırıcı kaynaklar aslında yaşananın Hinduların ırkçı Hindutva milliyetçiliğinin saldırganlığının sonucu olduğunu belirtiyor. Bilindiği gibi, Hindistan’da 2015 ve 2019 seçimlerini kazanmış olan Başbakan Narendra Modi’nin partisi BJP, koyu Hindutva milliyetçisi bir parti. İlk dönemini bu konuda nispeten sessiz geçiren Modi, geçen yıl yeniden seçileli beri, üst üste ırkçı politikalar uyguladı.
Aralık ayında kabul edilen CAA (Vatandaşlık Yasası Değişikliği) ile Hindistan’ın komşusu ülkelerden dini baskı dolayısıyla ülkeye başvuran sığınmacılar arasında ayrım yapılıyor. İslam dışındaki bütün dinlere mensup sığınmacılara mülteci statüsü verilecek. Müslümanlar baskı görüyor olsa bile onlara hiçbir hak yok. Bu elbette laik ve bütün dinlere eşit mesafede duran bir rejimi olagelmiş Hindistan’da, Müslümanların ikinci sınıf vatandaş haline düşürülmesi dinamiğini harekete geçirecek bir önlem. Bunun üzerine bir de “ulusal nüfus kütüğü” uygulaması gündeme getirildi. Birçok yoksul Müslüman bunun için gerekli resmi evrakı sunacak durumda değil. Bu insanların vatandaşlık haklarını yitireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Devletin bu hoyrat tavrı Hindutva milliyetçilerini de kışkırtmış bulunuyor. BJP’nin dev bir milis gücü var. RSS adını taşıyan bu hareket Hindu ve Müslüman toplumları arasında şiddeti kışkırtıyor, Hindular için kutsal olan ineğin etini yedi diye veya başka nedenlerle Müslümanlara sık sık saldırıyor, onları linç ediyor, katlediyor. Bu son olayların da büyük ölçüde aynı şekilde yaşandığı anlaşılıyor. Modi’nin polisi günlerce elini kolunu bağlayıp olayları izlemekle yetindi. Ancak dördüncü günde, 34 kişi hayatını yitirdikten sonra müdahaleye kalkıştı. Bundan önce 5 Ocak tarihinde Hindistan’ın en ilerici eğitim kurumlarından Jawaharlal Nehru Üniversitesi de Hindutva çetelerinin ağır saldırısına uğramış, birçok görevli ve öğrenci kanlar içinde kalmıştı. Bu olaylar, 1992’de ve 2002’de yapılan Hindu saldırılarının devamı olarak görülmeli. O saldırılarda binlerce Müslüman hayatını yitirmişti.
Modi geçen yaz aylarında da nüfusu Müslüman olan tartışmalı bölge Jammu ve Keşmir’in özerk statüsünü kaldırmış ve aylar boyu sokağa çıkma ve internet yasağı uygulamıştı.
Hindistan, Sovyetler Birliği mevcutken onunla yakın bir müttefikti. Ama son yıllarda, özellikle Obama ve Trump dönemlerinde ABD’nin Çin’i kuşatma politikası ABD-Hindistan yakınlaşmasını getirdi. Trump son ziyaretinde Modi’ye kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması önerisi götürmüş bulunuyor. Tencere yuvarlandı, kapağını buldu.