ABD’de hava sanayiinde grev
Emperyalizmin kalbi ABD’de hareketlenmeye başlayan işçi sınıfının eylemlerine bir yenisi daha eklendi. Havacılık sanayii devi Boeing’in 33 bin çalışanı, 13 Eylül’den beri grevde. Ancak grevin kökenindeki sebepler on yıl öncesine dayanıyor.
Boeing, 2014’te işçileri emeklilik güvencelerinden mahrum bırakmış. Bunun için de işçileri eğer o an yürürlükte olan emeklilik poliçelerinden vazgeçmezlerse fabrikaları kapatıp üretimi denizaşırı ülkelere taşımakla tehdit etmişti. Bu taktik, ABD’de patronların 1970’li yıllardan bu yana işçileri yıldırmak için kullandığı bir silah. İşçiler de günlük ekmekleriyle gelecek güvenceleri arasında seçim yapmaya zorlanınca karın tokluğunu seçerek şirketin dayattığı 401(k) adlı işçi düşmanı poliçeye razı olmuş.
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” demişler. İşçi sınıfı kendine yapılan yanlışı unutmadı. Nihayet hep birlikte on yıl önce, yani ABD işçi sınıfı henüz uykusundan silkinmemişken yutturulan bu zokaya isyan ettiler. Şimdi otomobilden eğitime, hizmet sektöründen gıdaya birçok sektörde grevlerin, sendikalaşmanın arttığı bu dönemde Boeing işçileri de geçmişte kendilerine atılan bu kazığın hesabını soruyor. Daha kıdemli işçiler, açık açık “Biz, genç kardeşlerimiz bizim gibi yenilgiye razı olmasın diye grevdeyiz” diyerek bu nesiller arası dinamiği vurguluyor. Grev birinci ayını doldurduğunda Boeing, yüzde 35 ücret artışı önerisiyle yeni bir sözleşme teklif ettiyse de de işçiler, yüzde 64 oranında bir Hayır oyuyla bu sözleşmeyi yırttı attı.
İşçilerin kararlılığı ve azmi, patronların korkulu rüyası oluyor elbette. Mali yılın yalnızca bu çeyreğinde grevin Boeing’e verdiği zarar 6 milyar dolar. Buna mukabil Boeing, zararı dengelemek için borsadaki hisselerinin 19 milyar dolarlık bir kısmını satışa çıkardı.
Elbette Boeing’in adını anıp silah sanayiindeki yerinden bahsetmemek olmaz. Bütün dünyanın, ve aynı zamanda emperyalizmin kalbi ABD’nin de gündeminin Filistin halkının soykırıma ve işgale kahramanca direnişiyle çalkalandığı bu günlerde bu büyük ölüm tüccarının ekonomik anlamda kan kaybetmesi, Filistin halkı ve dostları için elbette iyi haber. Ancak grev boyunca Filistin halkına destek mesajları yer yer, bölük pörçük yükseldiyse de grevdeki işçilerin esas gündeminin bu olmadığı aşikâr. ABD’nin genelinde Filistin kurtuluş hareketi ile yükselişteki işçi hareketi, iki ayrı kulvarda yürüyor. Bu iki mücadeleyi tek hatta birleştirmek ise sosyalistlerin görevi.