Nükleer silah mı dediniz? Boş lafları bırak İncirlik’i boşalt!

Nükleer Füze tartışması ve İncirlik'teki atom bombaları

Erdoğan Sivas’ta düzenlenen Ortadoğu Ekonomik Forumu’nda sürpriz şekilde ve bir anda sözü nükleer silahlara getirdi. Erdoğan şunları söyledi: “Şimdi her şey iyi güzel de birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var, bir tane iki tane değil... Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum. Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok, hepsinde var. Yanı başımızda İsrail var mı? Var. Bütün her şeyiyle onunla korkutuyor. Ve biz şu anda çalışmalarımızı yürütüyoruz.”

Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalar nükleer silahlanmaya engel

Türkiye’nin de nükleer silah edinme hakkına sahip olduğunu ve bu konuda çalışmaların sürdüğünü söyleyen Erdoğan’ın sözlerinin ne kadar ciddiye alınabileceği ise tartışmalı. Zira Türkiye, nükleer silah edinmesini ve bu doğrultuda çalışma yürütmesini yasaklayan uluslararası anlaşmaların tarafı konumunda. 1979’da TBMM’de onaylanan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması açıkça bu hükümleri içeriyor. Bu anlamda Türkiye’nin uluslararası hukuk dairesi içinde kalarak nükleer silah “çalışmalarını yürütme” şansı yok. Erdoğan’ın bu sözleri ciddiye alınacak olsa büyük bir diplomatik ve siyasi krizin kapısının aralanacağı açık. Gelgelelim bu sözleri henüz ciddiye alan bir muhatap çıkmadı.

İncirlik üssü ABD’nin nükleer bombalarıyla dolu

Öte yandan Türkiye’de nükleer silahların bulunmadığı doğru değil. ABD’ye ait nükleer silahların İncirlik Üssü’nde depolandığı uzun yıllar boyu tartışılmış ve 2016 yılında ABD Hava Kuvvetleri Bakanı Lee James, İncirlik’te Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından bin kat güçlü olan B61 tipi hidrojen bombalarından 50 ile 70 arasında bulunduğunu kabul etmişti. Bu yıl da NATO için hazırlanan, önce ittifakın sitesinde yayınlanan, ardından silinen bir raporda  ABD’nin beş ülkede (Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika, Türkiye) NATO üslerinde toplam 150 adet nükleer başlık muhafaza ettiği kaydedilmişti. Erdoğan ve yönetimi bu silahların İncirlik’ten çıkartılması için hiçbir girişimde bulunmuş değil. Bu yüzden bu silahlardan kaynaklanan emperyalist tehdidin hedefi değil ortağı konumunda bulunuyor.

İsrail’in savaş makinesini (nükleer ve konvansiyonel) finanse etmeyi bırakın!

Nükleer tehdit meselesinin üzerine ciddiyetle gidecek olanın safını ABD ve İsrail’in yanında değil karşısında belirlemesi gerekir. Sözle değil eylemle… Yani İsrail’le dış ticaret hacmini üç katına çıkartan bir iktidarın hem Siyonist savaş makinesini (konvansiyonel ve nükleer) finanse edip hem de İsrail tehdidinden bahsetmesi nereden bakarsanız bakın en hafif deyimle tutarsızlıktır.

Emperyalist ve Siyonist tehdit gerçektir! Ciddiyetsizliğe lüzum yok!

Gerek ABD emperyalizminin gerekse de İsrail Siyonizminin nükleer tehdidi apaçık bir gerçektir. Gerçek tehdide karşı gerçek tedbirlerle karşı koyulur. İncirlik’in kapatılması ve nükleer silahlara el konması böyle bir tedbirdir. NATO’dan çıkmak, İsrail’le askeri, siyasi ve ticari ilişkileri kesmek böyle bir tedbirdir. Bunları yapan bir Türkiye emperyalist ve Siyonist tehdidin parçası değil hedefi olur ise işte o zaman nükleer silahlanma, nükleer tehditten kaçınmanın bir gereği ve bir hak halini alır. Bugün İran’ın ve Kuzey Kore’nin hakkı olduğu gibi… 

Nükleersiz, savaşsız bir dünya için sosyalist devrim

Tabii biz sosyalistleri Erdoğan gibilerinden ayıran çok önemli bir nokta var. Biz her türlü savaşı insanlığın ufkundan çıkarmak için mücadele ediyoruz. Uluslar arasında rekabet, mücadele ve savaşı dünyanın ve insanın doğasının gereği olarak görmüyoruz. Bunların, kendisi rekabeti her alanda kışkırtan kapitalizmin ve kapitalizme uygun devletler sistemi olarak ulusal devletlerin arasındaki mücadelenin sonucu olduğunu biliyoruz. Gözlerimizi kapatıp pasifistler gibi “savaş çıkmasın” diye yalvarmıyor, sağda solda bu yolda vaazlar vermiyoruz. Bilinçli biçimde savaşları insanlık tarihinde en yüksek düzeye çıkaran kapitalizmin ve emperyalizmin yıkılması için mücadele ediyoruz. Bunu başardığımızda insanlık savaştan da nükleer silahların gerekliliğinden de kurtulacaktır. Ama o zamana kadar emperyalizmin nükleer üstünlüğünü korumaya yönelik her adıma hayır diyeceğiz.