Amerika’ya layık olan halkına layık olamaz!
Hulusi Akar, Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasında Amerika’dan aldığı eleştirilere konu olan liyakat madalyasını şu sözlerle savundu: “Bu madalya meselesi, dillere dolandı bu… Bu bir adet gibi, bu bir gelenek gibi, bu bir usül gibi olmuş. Madalya almayan yok, bunun bir anlamı da yok. Gittik oraya paldır küldür verdiler. Ne talebimiz var, ne şeyimiz var.”
Hulusi Akar’ın suçluluğun telaşı içinde olanlarda görülen şekilde kendine güvensiz ve bağırarak yaptığı konuşmasında Amerikan liyakat madalyası için söyledikleri de gerçeği yansıtmıyor. Birincisi bu madalyanın verilişi basit bir usül ya da adet değil. Akar’ın iddiasının aksine önemli bir anlamı var. Orijinal adı “Legion of Merit” olan bu madalya Amerikan devleti için üstün hizmetleri dolayısıyla övgüye layık olan kişilere veriliyor.
Daha önce kimlere verildi?
“Madalya almayan yok” sözü de doğru değil. Amerikan emperyalizmi daha önce bu madalyayı Türkiye’nin Kore’ye asker gönderip, Amerikan askerlerinin önünde savaşmasını sağlayan Celal Bayar’a (1954), 12 Eylül işçi ve halk düşmanı Amerikancı darbesini yapan Kenan Evren’e (1988) vermiş. Yakın dönemde bu madalyaya layık görülenler ise her ikisi de Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ardından Genelkurmay Başkanlığı yapan Hilmi Özkök (2002) ve Yaşar Büyükanıt (2005)… Her ikisinin de Amerikan ordusundan aldığı övgülere karşın silah arkadaşları ve kamuoyu nezdinde aynı teveccühü görmediği biliniyor.
Hulusi Akar’ın “üstün” hizmetleri
Aynı madalyayı Hulusi Akar’a 2015’te taktılar. Kendisinin söylediği gibi usülen, adet olsun diye değil, paldır küldür hiç değil! Amerikan generali Raymond Odierno tarafından takılan madalyanın resmi gerekçesi gayet açık: Madalya Hulusi Akar’a “Türk Kara Kuvvetleri’nin başarılı bir şekilde yeniden yapılandırmasını sağladığı, Türk ve Amerikan kuvvetleri arasında bir koordinasyon oluşturduğu, Suriye konusunda sergilediği tutum, Türk ve Amerikan özel kuvvetleri arasında daha geniş bir işbirliği geliştirilmesine katkı sunduğu için” verilmiş.
Hulusi Akar’ın ABD’nin övgüsüne layık şekilde yeniden yapılandırdığı TSK’yı 15 Temmuz’da gördük. 15 Temmuz’un ardından Türk Amerikan kuvvetleri arasındaki koordinasyonu, ABD Genelkurmay’ını arayarak NATO’ya bağlı olduğuna dair tekmiller vererek ve Amerikan generallerini karargaha yerleştirerek nasıl sağladığını da biliyoruz. TSK’yı Suriye’de bir NATO koridoru oluşturulması için nasıl ileri sürdüğünü, ÖSO çetelerini bu doğrultuda nasıl kullandığını bu sayfalarda defalarca yazdık.
O madalya paldır küldür mü takıldı?
O madalya paldır küldür takılmadı. Hulusi Akar, Amerikan emperyalizmine layık olduğu için o madalyayı aldı. Bağırıp çağırması gerçekleri örtemez. Amerika’ya layık olan halkına layık olamaz!