Amerikancı İslamcılığın sefaleti

Biz, dünyanın neresinde olursa olsun, ister Müslüman olsun, ister başka dinden, ister Türk olsun, ister Kürt, hiçbir insanın cesedinin üzerine ne işetiriz, ne de ayağından bağlanıp sürüklenmesine izin veririz. Çünkü sosyalizm insana saygı üzerine kuruludur. Ve ”çağdaş” uygarlığı değil, insanın insanı sömürmediği ve aşağılamadığı yeni bir uygarlığı temsil eder.

Ölüye saygı, bedensel bütünlüğüne zarar vermeme, manevi varlığına saygı gösterme, insanın uygarlaşmasındaki en önemli evrelerden biridir. Çünkü insan en acılı, en zor anlarını yakınının, sevdiğinin, yücelttiğinin ölümü sırasında yaşar. Acı çekenle alay etmekten feragat, bu insan düşmanımız da olsa, insanlığın tarihte ileri doğru attığı önemli adımlardan biridir.

21. yüzyılın başında, sınıf toplumunun insanlığı ne denli ilkel bir ideolojik ve ruhsal yapıda tutuyor olduğu, bir kez daha bütün dünyanın suratına şamar gibi inen bir vakayla tecil edildi. Üç Taliban’ın cesedi üzerine işeyen dört Amerikan deniz piyadesi, emperyalist milliyetçiliğin sahibinde ne kadar büyük bir harabiyet yarattığını da bir kez daha ortaya koymuş oldu. Emperyalist milliyetçilik ırkçıdır. Karşısındaki ulusları aşağılanacak, çiğnenecek, nesneleştirilecek insanlardan ibaret görür. Kapitalizmin uzun sömürgecilik ve emperyalizm tarihi bu milliyetçiliğin edepsizce sergilenmesinin sayısız örneği ile bezelidir.

Şimdi Türkiye’de bu olay ile ilgili olarak ikiyüzlü kınama mesajlarını dile getirenleri kınama günüdür asıl. Bir tür, emperyalist ülkeleri “çağdaş uygarlık” olarak niteleyip dünyanın ve Türkiye’nin halklarına onlara benzeme hedefini gösterenlerdir. Bunlar 50’li yıllardan beri Türkiye’nin “küçük Amerika” olmasını özleyenlerdir. Bunlar son yirmi-otuz yıldır AB ülkelerini yüceltenlerdir. Bunlara sormak gerekir: Türk askerlerinin de başka ülkelerin ölüsüne böyle mi davranmasını istiyorsunuz? “Çağdaş uygarlık” bu ise, bunun çağdaş olduğu belli de “uygarlığı” nerede?

Bir de öteki tür var. Sabah akşam ağzında Allah, peygamber, din, ibadet, şeriat. Yatar kalkar, bir buçuk milyar Müslüman’ın çıkarından, onurundan, birliğinden söz eder. Sonra Müslümanlıkla hiçbir ilişkisi olmayan ülkelerin, ABD’nin, Avrupa ülkelerinin peşine takılır, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin halklarını ezmeye gider: Afganistan, Somali, Lübnan, az kaldı Irak, yarın Suriye, İran, say say bitmez! “Elhamdilüllah Müslüman”dır, ama Amerika’nın hep bir adım gerisinde yürür.

Şimdi bunlar üç Müslüman’ın ölü bedenleri üzerine işeyen ABD’li askerlerin karşısında ne yaptılar? İkiyüzlü protestolar mı? Neden hükümete Afganistan’dan TSK birliklerini çekme talebini yöneltmiyorlar?

Hükümetin sesini çıkarttığını duyan oldu mu? Hayır, onlar efendilerinden öğreniyorlar. ABD askerleri Taliban’ın cesedi üzerine işiyor, hükümet ise Kürt gerillaların cesedini ayağından iple bağlıyor, sürüklüyor, “Ne mutlu Türküm diyene!” levhalarının önüne yerleştirip fotoğrafını çekiyor. Aşağılamak! Bütün mesele bu!

Biz, dünyanın neresinde olursa olsun, ister Müslüman olsun, ister başka dinden, ister Türk olsun, ister Kürt, hiçbir insanın cesedinin üzerine ne işetiriz, ne de ayağından bağlanıp sürüklenmesine izin veririz. Çünkü sosyalizm insana saygı üzerine kuruludur. Ve ”çağdaş” uygarlığı değil, insanın insanı sömürmediği ve aşağılamadığı yeni bir uygarlığı temsil eder.