Emine Bulut'un hesabını soralım! Şiddete karşı öz savunma örgütlenmeleri kuralım!
Emine Bulut 38 yaşında genç bir kadındı. 18 Ağustos günü 10 yaşındaki kızının gözleri önünde eski eşi tarafından öldürüldü. Sosyal medyada, basında, televizyonlarda cinayet haberi bugün (23 Ağustos Cuma) gündemde yer edindi. Oysa cinayetin üzerinden tam beş gün geçti.
Tıpkı Emine Bulut gibi eski eşleri, sevgilileri ya da babaları, ağabeyleri, kısacası en yakınlarındaki erkekler tarafından vahşice öldürülen kadınlara dair haberleri neredeyse her gün duyuyoruz. Kimileri bu haberlere şöyle bir bakıp geçiyor kimileri üzülüyor kimileri ise görmüyor bile. Ta ki vahşeti gözler önüne seren fotoğraf ya da videolar bu şekilde ortaya çıkana kadar. Şimdi bütün Türkiye Emine Bulut'un adını biliyor ama 2019 yılının başından bu yana Emine Bulut dışında en az 245 kadın, kadın cinayetlerinde yaşamını yitirdi. En az diyoruz çünkü bunlar sadece "basına yansıyanlar". Ve tabii şiddet çok daha yaygın çünkü sadece cinayetlerle sınırlı değil. Çok daha fazla kadın dayağa maruz kalıyor, şiddet sonucu yaralanıyor.
Emine Bulut'un adını korkunç bir videonun ortaya çıkmasında sonra öğrendiğimizde iktidarın temsilcileri sanki kadın cinayetleri hiç yokmuş da bugün ortaya çıkmış gibi davranmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanının açıklaması şöyle: “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Emine Bulut’un vahşice katledilmesinden dolayı derin bir üzüntü duymuş, bu üzüntüsünü ilgili kamu görevlileriyle paylaşmış, failin hak ettiği cezayı alması ve kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında gerekli adımların atılması için yetkilileri göreve çağırmıştır (…)” İktidarın başı tam üçüncü sayfa haberlerine bakıp üzülen insanlar gibi açıklama yapıyor! İktidarın başı “yetkilileri” kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında göreve çağırıyor! Yıllarca kadın düşmanı politikalar izleyerek bu cinayetlere davetiye çıkaranlar kendileri değilmiş gibi, failin hak ettiği cezayı alacağını söylüyor!
Emine Bulut'un son sözleri herkesin hafızasına şimdiden kazındı: Ölmek istemiyorum. Emine Bulut’un katili eski kocası, doğrudur. Ancak eski kocaya bu cüreti sağlayan, sürekli yanında gezdirdiği bıçağı “kendisini sinirlendiren” eski eşine soğukkanlılıkla ve defalarca saplamasının önünü açan erkek egemen kapitalist sistem ve iktidarın izlediği kadın düşmanı politikalardır. Bu politikalara karşı da, erkek egemenliğinin son bulması için de mücadelemiz sürecek. Bu uzun soluklu mücadelede başka bir Emine Bulut daha olmasını, tek bir kadının daha ölmesini istemiyorsak o zaman kadınların yaşam haklarını da şimdiden savunmanın yollarını bulmak gerekir. Devrimci İşçi Partisi, Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmesinin ardından "şiddete karşı öz savunma örgütlenmeleri" çağrısı yapmıştı. Yani kadınların şiddete karşı kendi savunmalarını kendilerinin sağlayacağı, caydırıcı bir güç oluşturacağı örgütlenmeler. Şiddetin yaşandığı an savuşturulmasını sağlayacak kolektif bir güç, pek çok kadının yaşamını koruyabilir ve yaygınlaştıkça da caydırıcılığı artacak, kadınları güçlendirecektir.
Vahşice katledilen, "ölmek istemiyorum" diyen Emine Bulut'un ve kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren kadınların hesabını sormak için istibdada ve erkek egemen kapitalist sisteme karşı mücadeleye! Tek bir kadının daha eksilmemesi için, şiddete karşı öz savunma örgütlenmeleri kuralım!
Gerçek gazetesinde daha önce öz savunma örgütlenmeleri ile ilgili yayınlanan yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.