Metal Fabrikalarından Haberler Mayıs 2020

Metal fabrikalarından haberler

“Metal Fabrikalarından Haberler” köşesinde, metal sektöründe çalışan işçi arkadaşlarımızın fabrikadaki deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz.

 

Bu düzeni değiştirecek olan sınıf mücadelesinin bir parçası olmak istiyoruz - Tuzla HT Solar’dan bir işçi

Covid 19 salgının baş gösterdiği ve bütün dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde 1 Mayıs bayramımız geldi çattı. HT Solar işçisi 1 Mayıs’ı Covid 19 ile birlikte karşıladı. Geçen yıl, yani 2019 1 Mayıs’ında işçi bayramını coşkulu ve adına yakışır bir şekilde kutlamıştık.

Maalesef pandemiden dolayı bu sene sokaklarda ve meydanlarda olamayacağız. Ancak bu bayramımızı kutlamamıza engel değil. Bizler fabrikamızda 1 Mayıs’ın adına ve anlamına yakışır bir şekilde kutlamamızı yine yapacağız.

Dünyada var olan bu sömürü düzenini istemiyoruz. Güvenceli ve güvenlikli iş imkanı istiyoruz. İşten atılmaların yasaklandığı, insanca ücretle çalışabileceğimiz, sefalet ücreti olmayan bir iş ortamı istiyoruz. Vergi adaleti istiyoruz. Kadına ve çocuklara şiddet ve istismarın olmadığı bir dünya istiyoruz. Tabiki değişen bu düzende bunlar kendiliğinden olmayacak. Bu bozuk düzeni değiştirmek işçi sınıfının elinde, işçi sınıfında bu güç mevcut.

Bizde HT Solar olarak bu düzeni değiştirecek olan sınıf mücadelesinin bir parçası olmak istemekle beraber, bu anlamda da her türlü mücadeleye hazırız. Mücadeleye hazır olduğumuzu her zaman her ortamda gösterdik ve kanıtladık. 1 Mayıs bizim için bir şeref meselesidir. İnsan nasıl şerefine sahip çıkıyorsa biz HT Solar işçileri de o şekilde sahip çıkıyoruz 1 Mayıs’a. Bütün işçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Beraberlik, Mücadele ve Dayanışma günü kutlu olsun. Haydi işçi kardeşlerim belki bu sene el ele değil ama gönül gönüle hep birlikte fabrikalarımızda bayramımızı kutlayalım.

 

Yaşasın evde kalamayanların bayramı!- Eskişehir Arçelik’ten bir işçi

Ben Eskişehir Arçelik  fabrikasında çalışan 18 yaşında bir işçiyim. Burada İşkur kapsamında çalışanların sıkıntısı devam ediyor. Ücretli izin hakkımız resmi olarak yok. Her gün işe gelirken virüs kaptık mı endişesiyle eve ailemizin yanına gidiyoruz. Eğer bizde varsa evde kalan ailemize bulaştırmamamız imkansız. İşte böyle koşullarda biz evde kalamıyoruz. Çalışmak ve evimizi geçindirmek zorundayız. Başka çaremiz yok! Ülkede korona virüsün azaldığını söylüyorlar, gelin bir de işçiye sorun. Her gün fabrikalardan vaka haberleri geliyor. Biz dışarı çıktıkça bu kadar çabuk salgının bitmesi bana gerçek dışı geliyor. Eğer bitecekse de salgına karşı savaşta en ön cephede savaşan sağlık emekçilerinin ve işçilerin sayesinde bitecektir. Bu savaşta da ön cephede işçi sınıfı savaşıyor. 1 Mayıs’a işte bu savaşın içinde gidiyoruz. Belki mitingli kortejli bir 1 Mayıs geçiremiyoruz ama her fabrika her işyeri her hastane 1 Mayıs alanı olacak. Virüse ve kapitalizme karşı savaşımız devam edecek. Herkes emin olsun insan sağlığı yerine kârı düşünen bu düzeni değiştireceğiz. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın İnsanlık! Yaşasın evde kalamayanların bayramı!

 

Bu kılıfı yırtmak şart oldu!-  Çerkezköy Arçelik’ten bir işçi

Çerkezköy Arçelik

İşçiler, fabrikalarda olağanüstü bir yaşam mücadelesi veriyor. Hem sermayenin emek sömürüsüne karşı hem de virüsün ölümcül tehdidine karşı. Bir yandan sözcüler, bir üstü amirler, bir üstününde üstü, amirlerinde amiri, büyük bir kibir ve hırsla işçilerden üretim rekorları kırmalarını isterken diğer yandan sendikalarla el ele verip “Evde kalın” çağrısı yapıyorlar. Sokağa çıkma yasakları televizyonlardan ajite üstüne ajite edilirken, işçinin sırtındaki kambura sebep olan yük de giderek artıyor. İşçiye kısa çalışma ödeneği kapsamında “bugün gelmeyin yarın gelin” haberleri gelmeye başladığından bu yana “esnek çalışma” işçiye daha bir görünür olmaya başladı. İşçi sınıfı ayrımının farkında! Patronlar, amirler evden bilgisayardan kameralarla işçileri kontrol ederken “evde kalın” çağrısına en sıcak bakan ve en çok uyanlar arasında! Sermayedarlar “sokağa çıkma yasağı” ile kurallara uygunluk içinde! İşçiler ise sokağa çıkma yasağı altında yaşamak için çalışmak zorunda. Tüm bu koşullar altında çalışan işçileri devlet kolonya ve duayla avutulup sermayedara daha güzel yaşaması için 100 milyar bağış yaparken, Türk Metal sendikası bu süre zarfı içinde maaşlarımızdan 1 günlük aidatını aksatmadan kesmeye devam ediyor. Ve  “3 milyon” tutarında bir bağış da Türk Metal’den devlete bağış olarak gidiyor. Sağlığınızı koruyoruz adı altında dönen dolaplara kılıf uydurmaya çalışanlar var, bu kılıfı yırtmak şart oldu. O zaman çözüm için iki şey yapmak şart: Kar için değil sağlık için üretim. Ücretli izin yoksa işgal, grev, direniş!

 

Ancak örgütlenerek haklarımıza sahip çıkabiliriz!- Gebze Çayırova Boru fabrikasından bir işçi

Çayırova boru

Yarınını düşünen, eve ekmek götürebilmek için emek harcayan ve hakkıyla alın teri döken işçi sınıfına selam olsun.

Hepimiz biliyoruz ki tüm işçi sınıfı yaşam için mücadele ediyoruz ve bu süreçte de önümüze çıkabilecek durumlar ve alınan kararlar üzerine mücadele ediyoruz. Her ne kadar ailemize bakma sorumluluğumuz olsa da her ne kadar çalışmanın eve ekmek götürebilmenin sorumluluğu olsa da bizlerin işçi adına ve haklarımız adına verilen gasp edici kararlara karşı olmamız gerektiği unutulmamalı. Verdikleri kararların sonucu ülkenin sorunlarının faturası işçiye kesilmekte. İşçinin önünü kesebilecek, ayaklanmayı durdurabilecek, işçinin hareketliliği engellenebilecek yönünde oldukları inkâr edilemez. İşçi hareketinin önünü kesmeler devam ediyor ve istedikleri maddeleri yasalara uygulatıp işçi kendisiyle birlikte ailesi de yarını, eli kolu bağlanmış çaresiz bırakılıyor. Kimi yerlerde işveren tarafından tehdit uygulanıyor kimi yerde hükümet tarafından işçi sınıfına karşı gözle bakılması sağlanıyor. Her iki neticede de işçi sıkıştırılıyor. Bizler bu durumda kendi aramızda ve işçi sınıfı arasında örgütlenerek birbirimize sahip çıkabilir ve haklarımızı savunabiliriz. Ülkemizin şu süreçteki Koronavirüs salgın durumu bizleri de rahatsız ediyor ve bununla birlikte durumu bir nevi kontrol altına almayı yönünde ilerledikleri söylense de bizlerin hâlâ sağlık adına değil kendi sermayeleri için çalıştırıldığımız gözler önünde… Hiçbir hakkımızın gasp edilmesine razı gelmememiz gerektiğini vurgulamak isterim çünkü bugünlerde mücadelesini vermezsek sahip çıkmazsak yarın tekrar başka bir durumla karşımıza gelirler ve faturası tekrar işçiye kesilir. Emeğin ve emekçinin bayramı olan tek bir ağızla coşkulu yüreklerle meydanları doldurduğumuz yarınlara umutla baktığımız 1 Mayıs’tan her ne kadar mahrum bırakılsak da bu zannedilmesin ki ne haklarımızdan vazgeçeriz ne de mücadelemizden vazgeçeriz. Daha ki eve bir ekmek eklenene kadar… Daha ki evde bir kişi işsiz kalmayana kadar… Daha ki işçiler yarınlara umutla bakana kadar... Güneşli günlerin emeğin ve emekçinin olması dileklerimle.

 

Her şey kâr için- Bursa Renault'dan bir işçi

26 Mart günü fabrika komple 2 haftalık izne çıktı. Fabrika izine çıkmadan önce göstermelik bir takım önlemler dışında yeterli önlemler alınmadı. Yurt dışından parça gelmemesi üzerine Renault yönetimi izin vermek zorunda kaldı. Kısa Çalışma Ödeneği başvurusuna yanıt gelene kadar Renault, ücretleri %100 ödeyecek. Kısa çalışma süresinde de ikramiye, yakacak vs. yardımlarının Renault tarafından ödenmeye devam edeceği açıklandı. Korona virüs salgınının olduğu şu günlerde, işçi sınıfı olarak risk ile karşı karşıyayız. Yaklaşık 1 ay izinden sonra Renault yönetimi 27 Nisan günü üretime başlayacağımızı açıkladılar. Fabrikada birçok önlem alındığını sıkıntı yaşamayacağımızı söylüyorlar. Daha önce gerekli önlemleri almamalarının sebebi maliyetten kaçınmaktı. Şimdi ise önlemleri arttırdılar. Ama bunu da bizi düşündüklerinden değil korona çıkarsa işçileri karantinaya almak gerekir üretim aksar diye yapıyorlar. Belli ki duruşu telafi etmek için canımızı çıkaracaklar.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2020 tarihli 128. sayısında yayınlanmıştır.