Gizli diplomasiye son! Açıklayın!

Gizli diplomasiye son! Açıklayın!

Siyasi şantaj son dönemin modası oldu. “Üstüme gelme, açıklarım” tehditlerinin havada uçuştuğu cümleler en çok Kürt sorunu etrafında kuruluyor. Davutoğlu “terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” demişti. Sırrı Süreyya Önder, Osman Baydemir, Selahattin Demirtaş gibi isimler çok çeşitli zamanlarda sözüm ona “çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemde kurulan ilişkileri ve yapılan pazarlıkları açıklamaktan bahsettiler. Son olarak HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan "Çözüm sürecinde bize, partimize vadettiklerini elbet açıklayacağız. Açıklamazsak namerdiz." dedi.

Bahsedilen konular milyonlarca insanın kaderini ilgilendiren, siyasete yön veren, yapılan pazarlıkların neticesinde alınan kararlar sonucunda insanların canlarını dahi kaybettiği konular. En basitinden AKP iktidar olmasın diye HDP’ye oy verenler, 2015’ten yıllar sonra, Osman Baydemir’in bir açıklamasıyla HDP’nin AKP ile hükümet pazarlığı yaptığını öğrendi. Siyasi partilerin arasındaki gizli ilişkilerden daha vahim olanı ise başta iktidar olmak üzere partilerin emperyalistlerle yaptığı pazarlıklar. Meşhur Oslo görüşmelerinde masada PKK ve devletin dışında İngiliz bir temsilcinin olduğundan yıllar sonra haberdar olduk. Tüm sınır ötesi askeri harekâtlarda halktan gizlenenlerin daha önce ABD ve İsrail’le konuşulmuş ve planlanmış olduğunu gördük. En son Gara’da da ABD ile koordinasyon içinde hareket edildiğini bizzat Hulusi Akar’ın sözlerinden öğrendik. Bu konular siyasi aktörlerin birbirlerine şantaj malzemesi haline getirilemez. Pervin Buldan’ın dediği gibi, açıklamayan namerttir. Açıklamayan yine aynı kirli pazarlıkların içinde olmaya hazır demektir. Halkların kardeşliği sadece ve sadece gerçeğin üzerinde inşa edilebilir. Türk ve Kürt emekçi halkları gerçeği talep etmeli ve gizli diplomasinin her türlüsünü birlikte reddetmelidir.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2021 tarihli 138. sayısında yayınlanmıştır.