G-20 zirvesi bir kez daha gösterdi: Emperyalizme yanaşarak krizler çözülmez, derinleşir!
Japonya’nın Osaka kentinde gerçekleştirilen G-20 zirvesi; Türkiye’nin ABD ile S-400 ve Fırat’ın doğusu, Rusya ile İdlib, Avrupa Birliği ülkeleri ile de Doğu Akdeniz doğal gaz rezervleri dolayısıyla ciddi siyasi, askeri ve diplomatik krizlerle boğuştuğu bir ortamda gerçekleşti. Erdoğan ve iktidarı bu zirveyi uluslararası alanda verdiği yalıtılmış görüntüsünü kırmak ve kriz başlıklarını nispeten yumuşatmak için bir fırsat olarak gördü. Ancak G-20 zirvesi İdlib’te TSK’nın gözlem noktasına yapılan havan saldırısıyla başladı ve zirve sürerken Libya’da General Hafter’e bağlı güçlerin Türkiye’yi işgalci, Türkiye’ye ait gemileri ise hedef ilan edip Libya hava sahasını Türk uçaklarına kapattığı haberi geldi.
Trump’ın hakaretlerini gülerek dinlediler
Bu koşullar altında G-20’de bulunan Erdoğan ve üst düzey bakan ve yetkililerden oluşan heyet tamamen görüntüyü kurtarmaya odaklandı. Özellikle ABD Başkanı Trump ile samimi ve sıcak pozlar vermeye gayret ettiler. Ancak bu çaba tam bir fiyaskoya dönüştü. Çünkü ABD ve Türkiye heyetlerinin bir araya geldiği toplantıda Trump, tüm dünyanın gözü önünde “Şu adamlara bakın. Bir bakın şunlara. Bunlarla iş yapmak o kadar kolay ki. Bunlara benzeyen adamları bir araya getirecek tek bir Holivud seti yoktur.” sözleriyle Erdoğan ve yanındaki heyete hakaret etti. Heyet hakaretleri gülerek dinledi. Daha sonra Erdoğan, G-20 zirvesi ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Trump’la yapılan görüşmede yaptırım görüntüsünün oluşmadığını” söyleyecekti.
Erdoğan ve AKP’nin avuntusu: “Trump iyi çevresindekiler kötü”
Bunu ilk defa görmüyoruz. Trump her seferinde iyi polis kötü polis oyununu oynuyor. Erdoğan ve AKP iktidarı da her seferinde hemen “Trump iyi ama çevresindekiler kötü” söylemine geçiyor. Bir kez daha aynı senaryoyu izliyoruz. Trump’ın herhangi bir konuda Türkiye’ye söz vermişliği falan yok. Eğer görüşmelerde yaptırım görüntüsü oluşmadıysa bu, ABD’nin Türkiye’nin S-400 almasına razı olmasından değildir. Trump, hakaretler eşliğinde Türkiye’nin istese de istemese de S-400’leri bırakıp onun muadili olan Amerikan Patriot füzelerini almak zorunda olduğu mesajını vermiştir. Trump ayrıca, Fırat’ın doğusu konusunda da altını çizerek “girmeyin dedik girmediler” demiştir.
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…
ABD-Türkiye heyetlerinin görüşmesinde Erdoğan’la birlikte devlet erkânının Trump’ın hakaretlerini gülücükler eşliğinde dinleyerek verdiği görüntü esas olarak Amerikan emperyalizminin vermek istediği mesajın alındığına işaret etmektedir. Erdoğan’ın “Biz S-400’leri aldık ve teslimat aşamasındayız.” sözleri ise bu mesajın gölgesinde kalmaktadır. ABD’nin rızasını almak için kendini bu kadar paraladıktan sonra “dünya beşten büyüktür” laflarının arkası boştur. Cemal Kaşıkçı suikastı ile ilgili Suudileri ve Batı dünyasını eleştiren sözlerin katil Prens Selman’ın tam ortada durduğu “aile fotoğrafı” çekildikten sonra en ufak bir kıymeti harbiyesi yoktur.
Erdoğan ve AKP iktidarı emperyalizme karşı Türkiye’nin zayıf karnıdır
G-20 zirvesinden elinde yeni krizlerle dönen iktidar bambaşka bir tablo resmetmeye çalışsa da iktidarın, Türkiye’nin emperyalizme karşı zayıf karnı olduğu bir kez daha tescillenmiştir. Türkiye, dış politikada karşı karşıya kaldığı krizleri emperyalizme yanaşarak değil ancak emperyalist zincirleri kırarak çözebilir.