Amed Paris şehitlerini yüzbinlerle bağrına bastı, uğurladı
Paris'te 9 Ocak'ta katledilen Kürt kadın siyasetçileri PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketi aktivisti Leyla Şaylemez'in cenazelerinin memleketleri olan Dersim, Mersin ve Elbistan’a uğurlama töreni Amed’de (Diyarbakır) hüznün, öfkenin ama bir o kadar da barış ve özgürlük mücadelesinin kitleleşmiş, meydanlaşmış haline dönüştü.
Sabah Bağlar semtindeki hastaneden cenazelerin alınmasıyla birlikte törenin yapılacağı Batıkent Meydanı'nda mahşeri kalabalık cenaze araçlarıyla yürüyen yüzbinler yol boyunca barış, intikam ve mücadele taleplerini, Öcalan’a ve harekete bağlılıklarını dile getiren sloganlar haykırdılar. Batıkent Meydan'ında yapılan tören ise baştan sona ağıtlarla, sloganlarla, gözyaşlarıyla, zafer işaretleriyle ve sıkılı yumruklarla doluydu. Ellerde Cansız, Doğan ve Fidan'ın fotoğrafları ve "Hepimiz Sakine'yiz", "Hepimiz Leyla'yız", "Hepimiz Fidan'ız" dövizler vardı, tabutlar PKK bayrağına sarılıydı ve bir dizi pankart ile birlikte PKK, PAJK ve konfederalizm bayrakları ve Öcalan'ın fotoğrafları vardı. Alandaki en dikkat çekici pankartlardan birinde ise şu yazıyordu: “Roboskî'de Paris'te acıyı öfkeye öfkeyi zafere çevireceğiz”.
Kürtlerin tarihinde çok önemli olan daha önce kaybedilen kadın şehitler için yazılmış “Berîtana min” ve “Sê jinên azad” parçalarının sık sık çalındığı alanda aileler, konuşmacılar, yüzbinler hatta katılan haberciler, gazeteciler bile bütün tören boyunca gözyaşlarını tutamadı. Törende PKK'li ve PAJK'lı tutsakların mesajı okunduktan sonra DTK eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, Amed belediye başkanı Osman Baydemir, BDP Amed il eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, HDK adına Sabahat Tuncel ve şehitlerin ailelerinden temsilciler konuşma yaptı.
Konuşmalara damgasını vuran şey ise AKP ve siyasi iktidarın ikiyüzlü tavrı ve Kürt halkının her şeye rağmen barış ve kendi kaderini tayin konusundaki kararlılığı idi. Ahmet Türk “Ey Başbakan! Barışı konuşurken Kandil'i bombalıyorsun. Hem hassasiyetten söz edeceksin hem de 3 şehidimizi toprağa verirken Fransa'dan Kürdistan'a getirirken Kandil'i bombalaman nasıl bir hassasiyettir, nasıl bir barışseverliktir. Hem barıştan söz edeceksin hem de Kürtlerin üzerine bombalar yağdıracaksınız. O hassasiyeti sizden de bekliyoruz.” sözleriyle AKP’nin ikiyüzlülüğünü deşifre etti.
BDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ise yaptığı duygulu, kararlı ve coşkulu konuşmasında çok açık mesajlar verdi. O da; “Bu onurlu duruşu bütün dünya ne zaman anlayacak. Bu hükümet ne zaman anlayacak. Biz de halkımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. Ne söylediysek arkasındayız. Bizim halkımıza özgürlük vaadimiz var. Barış sözümüz var. Bu topraklar artık barışa hasret, barışa susamış topraklar olarak kollarını açmış onurlu bir barışı kucaklamaya hazırlanırken, kimse farklı yöne çekmesin. Hiçbir kaygımız korkumuz yoktur. Özgüvenimiz tamdır. Bizimle Kürt ve Kürdistan sorununu çözmek isteyenler bu halkın geniş yüreğine güvenebilirler. Malatya morgunda 11 PKK'li genç var, Kandil dağında 7 Kürt gerillasının cenazesi var. Her ananın gözyaşının rengi aynıdır diyorsanız bütün değerlere saygı beklemek de bu halkın hakkıdır. Hem savaşırım hem barışırım demek olmaz.” Sözleriyle iktidara seslendi ve şu sözlerle de Kürt halkının iradesini ortaya koydu: “ Barış cesaret yürek işidir. Bu halk cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan. Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Bu topraklarda artık gençler yeterince toprağa düştü diyorsak bu fotoğrafı iyi okuması lazım herkesin”
Tören kitlelerin yine yüzbinlerle şehitleri memleketlerine; Sakine Cansız’ı Dersim’e, Fidan Doğan’ı Elbistan’a ve Leyla Şaylemez’i de Mersin’ uğurlamasıyla sona erdi.
Törene sosyalist ve Kürt parti ve gruplarından bazılarının temsilcileriyle birlikte partimiz adına da kurucu üyemiz, yoldaşımız Şiar Rişvanoğlu katıldı. Yoldaşımız hem BDP ve Kürt siyasi kadrolarına, hem de ailelere DİP adına dayanışma ve başsağlığı dileklerimizi iletti.