Rakip değil yoldaş olalım. Yarınlar bizim, birlikte sahip çıkalım!

Rakip değil yoldaş olalım. Yarınlar bizim, birlikte sahip çıkalım!

İnsanlık tarihi, sınıflı toplumların ortaya çıkışından itibaren yönetenlerin yalanları ile halkın gerçeklerinin mücadelesine sahne oldu. Bugüne kadar ömrünü dolduran hiçbir yönetim biçimi, halkın gerçekleri karşısında yenilmekten kurtulamadı. Kendini tanrı ilan eden nice krallar nice imparatorlar birer birer silindiler tarih sahnesinden. İnsanlık, tarihi boyunca kurulu düzenin ötesine geçerek, olmaz deneni oldurarak, imkânsız görüneni başararak ilerledi ve bugünlere geldi.

Tarihin hiçbir sayfası birbirinin aynısı değildir, ancak hâkim sınıfların yalanları ile halkın gerçeklerinin bu çarpışması, tarih sayfalarının her birine devrimcileri yazmıştır. Ve tarih, kendiliğinden değil, devrimcilerin önderliğinde, devrimlerle ileriye doğru akmıştır. Kimler yoktur ki tarihin sayfalarında; Roma İmparatorluğu’na karşı kölelerin özgürlüğü için savaşan Spartacus ve arkadaşları, 18. yüzyıl Fransa’sında monarşiyi yıkan Fransız devrimcileri, 19. ve 20. yüzyıllarda sosyalizme giden yolun ilk taşlarını döşeyen Marx ve Engels, Çarlık Rusya’sını yıkıp tarihin gördüğü ilk işçi iktidarını kuran Lenin ve Trotskiy, Küba’da diktatörlüğü devirip Latin Amerika çapında sosyalizm mücadelesi veren başta Che Guevara olmak üzere Latin Amerika’nın devrimcileri ve bizim yaşadığımız bu topraklarda devrim mücadelesini omuzlayan Denizler, Mahirler, İbrahimler ve daha niceleri…

21. yüzyılda devrim ekmek gibi, su gibi ihtiyaç

Biz de 21. yüzyılda, bu toprakların devrimcileriyiz. Devrimciyiz çünkü mevcut düzen insanlığı ileri götürmüyor. Halkı borç zincirine vuran banka tekelleriyle, kendi kârı için emekçi halkın alın terini sömüren bir avuç para babasıyla, dünya nüfusunun altıda birini açlığa, ezici çoğunluğunu yoksulluğa mahkum eden kapitalizm insanlığa değil, zenginlere hizmet ediyor. Bir yandan çok küçük bir azınlık lüks içinde yaşarken öbür taraftan şehirlerde insanlar geçim derdi sebebiyle intihar ediyor.

Özel sektör girdiği her yerde zengini kolluyor, yoksulu yoksullaştırıyor. Eğitim piyasalaşmış, geleceğimizi belirleyecek sınavlarda parası olan avantajlı hale geliyor. Özel liselere gidecek imkânı olmayan binlerce genç liselinin hayatı başta her köşebaşına açılan imam hatipler olmak üzere bilimsellikten uzak, ne üniversiteye hazırlayabilen ne de meslek öğretebilen niteliksiz okullara mahkûm edilerek kararıyor. Parası olanın lehine işleyen bu sınav sisteminde, milyonlar devlet üniversitesinde parasız okumak için canla başla çalışırken, özel üniversiteler parasıyla okuyacak olana kapılarını sonuna kadar açıyor. Yani memlekette üniversite diploması bile parayla satılıyor! Geleceğimizi satışa çıkartan bu düzene karşı mücadele etmek, devrim mücadelesine omuz vermek zorundayız.

Tarihin çağrısına kulak verelim

Kapitalist düzen daha okul sıralarında bizi yanımızdaki arkadaşımıza rakip gösteriyor. İnsanları ırkına, diline, dinine göre ayırıp birbirine düşman etmeye çalışıyor. Birlik olamadığımız her gün mevcut düzenin yürütücüleri kazanıyor. Gelin rakip değil yoldaş olalım, gelecek bizim, ona birlikte sahip çıkalım. Tarih, ömrünü doldurmuş, halka savaştan ve yoksulluktan başka bir şey vermeyen, doğaya da insana da düşman bu düzene karşı en başta bu ülkenin gençlerini göreve çağırıyor. Bu çağrıya kulak verelim, sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için birlikte yürüyelim!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2019 tarihli 123. sayısında yayınlanmıştır.