İntihara sürükleyen düzene karşı tek çözüm yolu mücadele!
İktidarın sözcüleri, içinde bulunduğumuz ekonomik krizi halı altına süpürmeye çalışsa da her geçen gün geçim sıkıntısı nedeniyle yaşamına son veren gençlerin ve emekçilerin sayısının artması memleketin gerçeklerini gözler önüne seriyor. Cizre’de işten çıkarılan ve intihara sürüklenen dört çocuk babası temizlik işçisinden, hayat pahalılığından dolayı yaşamına son veren İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencisi Sibel Ünli’ye, çocuklarının aç olduğunu söyleyip TBMM önünde intihar girişiminde bulunan emekçiden, son olarak geçim sıkıntısı yaşadığından dolayı hayatına son veren İÜ öğrencisi sıra arkadaşımız Hakan Taşdemir’e, derinleşen ekonomik kriz ve onun getirdiği hayat pahalılığı emekçilerin ve gençlerin canlarını almaya devam ediyor!
Artan intihar vakalarının gerçek faili kapitalizm!
Devletin kurumları, giderek artan intihar vakalarını, emekçileri ve gençleri her geçen gün daha da yoksullaştıran bu düzenden bağımsız, münferit olaylar gibi göstermeye çalışıyor. Öyle ki burjuva medyası bu intihar girişimlerinin birer toplumsal vaka olduğunu belirtenleri, ekonomik krizden kaynaklandığını söyleyenleri “ekonomik kriz algısı oluşturmakla”, “provokasyon yapmakla” suçluyor. Oysa emekçi halkın gerçeği gün gibi ortada: İşsizlik, ekonomik kriz, artan kiralar, hayat pahalılığı, adaletsiz vergiler… Bu tabloda gençliğin payına da gelecek kaygısı, umutsuzluk ve geçim sıkıntısı düşüyor! Sibel Ünli’yi ve Hakan Taşdemir’i aramızdan alan, okurken borç içinde bırakan ve geçim sıkıntısına düşüren, işsizliğe ve hayat pahalılığına mahkûm eden kapitalizm, artan intihar vakalarının gerçek failidir! Bugün, bu gerçeğin üstünü örtmeye çalışarak bu düzenin bekçiliğini yapanlar, sıra arkadaşlarımızın, emekçilerin ölümlerinden sorumludur!
Çözüm yolu örgütlenmekten, mücadele etmekten geçiyor!
Artan intiharları önlemek amacıyla TBMM’de bir süre önce intiharlara “sebep olan” siyanürün halka satışı yasaklanmıştı. Hükümetin bu dahiyane “önlemi” daha fazla emekçinin ve öğrencinin intihara sürüklenmesine engel olmuyor. Çünkü siyanür değil, insanları geleceksizliğe mahkum eden sömürü düzeni öldürüyor! İntiharları önlemek için bizzat bu sömürü düzenini ortadan kaldırmak gerekiyor. Bugün alınabilecek tek gerçekçi önlem ise bu düzene karşı örgütlenmek ve mücadele etmektir! DİP’li Öğrenciler olarak tüm gençleri, yalnızca bir avuç zenginin yüzünü güldüren, sıra arkadaşlarımızı aramızdan alan, emekçileri ölüme sürükleyen bu düzene karşı ekmek ve hürriyet mücadelesini büyütmeye, örgütlenmeye çağırıyoruz!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.