Gençlik neden hayır demeli?
Halkın sorunları geçim derdinden can güvenliğine gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hâl alırken ülke siyaseti kilitlenmiş durumda. Tüm yetkileri Erdoğan’ın elinde toplayıp istibdad rejimini tam anlamıyla tesis etmesini sağlayacak anayasa paketi MHP’nin de desteğiyle meclisten geçti. Referandum kapıda.
AKP hükumeti 14 yıl boyunca ne istikrar sağlayabildi ne de halkın kronik sorunlarına çözüm bulabildi. Ülkeyi yıllar içinde sürekli bir biçimde savaşlara, krizlere, bataklığa sürükleyen hükümetin istikrar yalanları da her seferinde açığa çıktı. Bu tabloya bakarak bugünküyle kıyaslanamayacak ölçüde yetkilerle donatılmış Erdoğan’ın ve AKP’nin önümüzdeki dönemde tüm halkı, en çok da emekçileri ve biz gençleri ne gibi felaketlere sürükleyebileceğini tahmin etmek güç değil.
Düzenin geleceği, geleceksizlik!
AKP ilk iktidara geldiğinde %10,3 olan genç işsizlik oranı bugün %20’yi aşmış durumda. Yeni mezun olmak, potansiyel kölelikle eşdeğer. İşe yeni başlayan “tecrübesiz” işçilerin, patronların deyimiyle “işi öğrenene kadar” aldıkları maaşlar yıllardır aynı ancak hayat her zaman olduğundan çok daha pahalı, çok daha zor. Gençlik karın tokluğuna iş bulabilmek için birbiriyle yarışıyor. Mesele iş bulmakla da kalmıyor. AKP’nin uyguladığı neoliberal politikalar sonucu iş saatleri giderek yükseliyor, taşeronun ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasıyla güvencesizlik daha da ileri bir boyuta taşınıyor. Bu durumdan tek fayda sağlayanlar ise toplumu günbegün sömüren, işçilerin sırtından geçinen patronlar. Bu iktidarın gençliği getirdiği durum görüldüğü üzere sefalettir.
Yeni savaşlar kapıda!
7 Haziran seçimlerinden sonra meclis çoğunluğunu kaybeden AKP’nin, iktidarını kaybetmemek için hayata geçirdiği savaş politikaları binlerce genç insanımızın ölümüne sebep oldu. Şehir merkezlerinde durmaksızın patlayan bombalar artık sıradan vakalar olarak anılıyor. Daha fazla sayıda cephede, çok daha büyük ölçekte savaşlara hazırlıklı olma çağrıları neredeyse her gün tekrarlanıyor. Başkanlık sistemi ülke gençliğine ölümden başka bir şey vaat etmiyor.
Başkanlık istikrar değil istibdad ve sefalet getiriyor!
14 yılı geride bırakan AKP iktidarı gerek ekonomik gerek siyasi politikalarıyla Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor. Siyasi ve ekonomik krizin ateşi artık herkes tarafından hissediliyor. AKP ne zaman istikrar vaat etse ülke bir adım daha bataklığa sürüklendi. Bugün ise Erdoğan’ın yegâne hayali olan başkanlık sistemi kapıda. Ancak biz biliyoruz ki ülkeye istikrar ne AKP ile gelir ne de başkanlık dedikleri istibdad rejimi ile. Önümüzdeki tek çıkar yol başkanlığa, OHAL’e ve kurulmak istenen istibdad rejimine karşı sandıkta da sokakta da mücadele etmek.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Şubat 2017 tarihli 88. sayısında yayınlanmıştır.