Yalanlara karnımız tok! Hırsızlığa geçit yok! Kimse işçiye emekçiye TÜİK rakamlarıyla gelmesin!

Kimse işçiye emekçiye TÜİK rakamlarıyla gelmesin!

Erdoğan baz etkisine güvenerek enflasyonun hızla düşeceğini söylüyor. Nitekim öyle de oldu. 3 Ocak’ta açıklanan TÜİK rakamlarında yıllık enflasyon yüzde 64,7’ye inmiş gözüküyor. Bunun tek sebebi var, o da yıllık enflasyonun geçtiğimiz yıl Aralık’ta yaşanan aylık yüzde 13,58’lik astronomik rakam baz alınarak hesaplanmış olması. Yani tam bir algı operasyonu söz konusu. Yıllık baz etkisinden daha önemli olan ise TÜİK’in açıkladığı aylık enflasyon rakamlarıdır. Bu rakamlar kamu emekçileri ve emeklilerin alacağı zammı doğrudan belirlemekte, özel sektördeki işçilerin ücret pazarlıklarına da temel oluşturmaktadır.

Kamu emekçisine ve emekliye TÜİK kazığı

TÜİK’in 3 Ocak’ta açıkladığı aylık enflasyon 1,18 olunca altı aylık enflasyon da yüzde 15,39’de kaldı. Bu rakam SGK ve Bağkur emeklilerinin ücret zammını doğrudan belirliyor. Kamu emekçileri toplu sözleşmesinde ise 2023 ilk altı ayı için belirlenmiş yüzde 8’lik zam oranına, altı aylık enflasyonun yüzde 7’den fazlalık kısmının eklenmesiyle maaş zammı yüzde 16,47 oluyor. TÜİK’in açıkladığı rakamlar çarşıda pazarda her gün zamla karşılaşan ve alım gücü her gün düşen emekçi halk için şoke edici olduğu gibi farklı araştırmalarda elde edilen bulgularla da örtüşmüyor.

Refah payı yok, hak gasbı var!

Gerçek enflasyon ile iktidarın TÜİK’ten rica ettiği enflasyon arasındaki fark kamu emekçisinden, emekliden, işçiden hakkının çalınmasıdır! Erdoğan çıkıp bu rakamların üstünde bir refah payı verdim dediğinde bu rakam halkın karşılaştığı gerçek enflasyonu karşılamadığı sürece hak gasbını gidermiş olmayacaktır. Nitekim memura ve emekliye yüzde 25 zam diyerek gerçek enflasyonun altında, TÜİK’in rica edilmiş enflasyonunun üstünde bir rakam açıklayarak algı operasyonu yapmıştır. Yandaş basın daha önce yaptığı gibi bunu ne kadar allayıp pullasa da ortada bir refah payı değil refah gasbı söz konusudur.

İstatistikler değil niyet bozuk

Enflasyon Araştırma Grubu internet üzerinden halkın sıklıkla kullandığı alışveriş sitelerinden, TÜİK’inki ile aynı mal ve hizmet sepetine göre günlük topladığı fiyat verileri ile yıllık enflasyonu yüzde 137,55, altı aylık enflasyonu ise yüzde 38,57 olarak açıklıyor. TÜİK 550 bin fiyat verisi üzerinden ortalamaya ulaşırken ENAG 7,5 milyon fiyat verisini internet üzerinden çekerek sonuca ulaşıyor. Aradaki farkın en az iki kat olması, Aralık ayı rakamında ise bu farkın 5 kata kadar çıkması meselenin istatistik yöntem farkı ile ilgili olmadığını kanıtlıyor. ENAG çalışmalarını şeffaf bir şekilde ortaya koyuyor, kullandıkları verileri hem basınla paylaşıyor hem de kamunun bu rakamlardan istifade etmesini istiyor. Ancak TÜİK kamu kuruluşu olmasına rağmen kullandığı istatistiklerin üzerindeki peçeyi bir türlü kaldırmıyor.

TÜİK’teki seri görevden almalar mide bulandırıyor!

Geçtiğimiz yıl enflasyonun hızla artışa geçmesinin ardından TÜİK’in rakamları sorgulanmaya başlanmış, kurumun başkanı Sait Erdal Dinçel, “eksiklikler, ricalar, yapılan protokoller sonucunda istenilen boyuttaki tüm veri miktarına ulaşılamayabiliyor” diyerek herkesçe konuşulan gerçeği birinci ağızdan itiraf etmişti. Kendisi bu itirafının bedelini 2022 yılı başında görevden alınarak ödedi. Takip eden Mart ayında iki başkan yardımcısı Umut Serhat İdman ve Nurettin Kaya görevden alındı. Geçtiğimiz Kasım ayında ise Fatih Şahin isimli bir başkan yardımcısı daha görevden alındı. Artık TÜİK’in başında iktidarın ricasını kıracak, sorgulayacak ya da ifşa edecek birinin bulunamayacağını ve resmi enflasyon rakamlarının iktidarın ricası dışında açıklanamayacağını biliyoruz.

Çözüm Eşel Mobil’de: Ücretlere gerçek enflasyon oranında her ay zam!

İşçiler ve emekçiler TÜİK’in sistematik manipülasyonuna son vermelidir ve herhangi bir pazarlıkta TÜİK rakamlarının esas alınmasını reddetmelidir. Ek zam talebi bu anlamda yanıltıcıdır. Bir sefer ek zam yapılabilir, Erdoğan bundan seçim öncesi siyasi getiri de bekleyecektir. Ancak TÜİK eliyle sistematik olarak işçinin emekçinin hakkını gasbeden bir düzen kurulmuştur. Bu düzen yıkılmadıkça bir sefer zam alan emekçiler, bu zamla kayıplarını dahi karşılayamazken, iğneden ipliğe gelen zamlarla her gün yoksullaşmaya devam edecektir. Fiyatların sendikalar, tüketici örgütleri ve bilim insanlarından müteşekkil komitelerce denetlenmesi (Fiyat denetim komiteleri!), ücretlerin gerçek enflasyon oranında her ay arttırılması (Eşel Mobil!) tüm işçi ve emekçilerin ortak talebi olmalıdır!

İşçi emekçi örgütlü gücüyle masaya yumruğunu vurmalı!

İşçiler ve emekçiler iktidara yandaşlık içinde olan ve sözleşme masalarında danışıklı dövüş yapan sendikaları ve sendikacıları elinin tersiyle itmeli, masaya yumruğunu vurmalıdır. AKP’nin memur kolu Memur-Sen terk edilmelidir. Türk-İş’in ise TÜİK rakamlarını reddediyoruz açıklamasının arkasında durması sağlanmalıdır. İşçinin emekçinin örgütlü gücüyle her türlü dayatma aşılır. Grev yasağını grev yaparak yırtıp atan DİSK Birleşik Metal-İş’li Bekaert işçileri yolu açmıştır. MESS fabrikalarının işçileri bu yolda yürümektedir. İşçi sınıfı kimseden sadaka, lütuf beklememeli örgütlü gücüyle masaya yumruğunu vurup hakkını almalıdır!