İngiliz Mehmet’ten masallar: “En kötüsü bitti şimdi sıra daha da kötüsünde!”
Yaz aylarına TÜİK’in resmi rakamıyla yüzde 75, ENAG’ın açıklamasıyla yüzde 120 enflasyonla girdik. Asgari ücret şimdiden açlık sınırının altına inmiş durumda. Ve İngiliz Mehmet çıkmış “yerli halka” en kötüsünü gördük diyerek dezenflasyon sürecine girildiğine, her şeyin iyiye gideceğine dair hikayeler anlatıyor. Aslında dezenflasyon süreci yani enflasyonun azalması ucuzluğun gelmesi demek değil fiyatlardaki artış hızının yavaşlaması demek. Yani fiyatlar artmaya devam edecek peki ya emekçi halkın geliri? Erdoğan en başta bir daha Temmuz’da zam yok dedi! Sermayeye söz verdi ve sözünde duruyor.
Kamu emekçisinin, memurun alacağı zam ise TÜİK’in resmi enflasyonunun bile altında olacak. AKP, kendi yandaşı Memur-Sen’le imzaladığı toplu sözleşmede kaşla göz arasında enflasyon farkını bir önceki dönemin zammına göre belirlediği için Temmuz ayı resmi enflasyonu yüzde 25 olduğu halde kamu emekçilerine yüzde 20’lik zam yapılacak. Bu hırsızlığın resmi kısmı. Bir de gerçek enflasyon ile resmi enflasyon arasındaki fark dolayısıyla yıllardır emekçinin cebinden çalınan esas büyük emek hırsızlığı var! TÜİK, mahkeme kararlarına rağmen halen enflasyon sepetindeki maddelerin fiyatlarını açıklamıyor!
Emeklilerin durumunu düzeltecek bir zam oranı yok. En düşük emekli maaşının asgari ücret olması lazım ama devlet bütçesinden yerli yabancı tefecilere 1,25 trilyon lira faiz ödeyen iktidarın emekliye ayıracak kaynağı yok. Ancak sadece milyonları açlık sınırına iten bir yoksullaştırma politikasıyla karşı karşıya değiliz. Orta Vadeli Programla işçinin elinde kalan son iş güvencesi olan kıdem tazminatına da göz dikmiş durumdalar. Sosyal sigortalar ve emeklilik sistemini tamamen özelleştirmeyi planlıyorlar. Bu plan hayata geçerse emekliye sefaleti dayatırken genç kuşaklar için de emekliliği bir hayal haline getirecekler. Tasarruf paketi diye makyajladıkları saldırı programı servislerin kaldırılmasıyla başladı. Arkasından milyonlarca kamu emekçisinin iş güvencesine saldıracaklar. 158 bin öğretmen açığının olduğu, doktorların, hemşirelerin hastalara yetemediği ülkede aylar önce bu devlette çok fazla memur var, yarısı kadarıyla bu devlet yönetilir diyen Rahmi Koç’un programıdır bu! Demek ki İngiliz Mehmet’in “en kötüsünü gördük” lafını şöyle tercüme etmek lazım: “daha bir şey görmediniz esas kemer sıkmaya şimdi başlıyoruz!”
İşçi sınıfı kendi gücüne güvenmeli! İngiliz Mehmetlerin, Rahmi Koçların programının karşısına işçi sınıfı kendi devrimci programıyla çıkmalı!
İşçi sınıfı ve emekçi halk bu büyük saldırıya karşı “hak verilmez alınır” şiarıyla örgütlenmeli ve asgari ücrete zam beklemek yerine örgütlenerek patronlardan haklarını söke söke alma yoluna gitmeli. İşçi sınıfı aynı zamanda mevcut krizden çıkış için bedeli patronlara ödetecek ve ekonomiyi işçi ve emekçi çoğunluktan yana düzenleyecek kendi devrimci programını ortaya koymalı:
Temmuz zammı değil eşel mobil! Tüm ücretlere her ay gerçek enflasyon oranında zam!
İşten atmak yasaklansın!
Tasarruf değil kamulaştırma!
İngiliz Mehmetlerin Rahmi Koçların MESS’in hükümetine karşı işçi emekçi hükümeti için ileri!