Damat nerede? Dövizler nerede? Çözüm nerede?
Merkez Bankasının rezervlerindeki erime durdurulamadı ve 2020 yılını SWAP (belirli bir vadede TL ile değiştirilmek üzere sözleşme yapılmış ödünç dövizler) hariç net rezervler eksi 41,2 milyar dolarla kapattı. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde SWAP hariç net rezerv 24,1 milyar olduğuna göre Merkez Bankası rezervlerindeki kayıp 65,3 milyar dolar! Muhalefet partileri bu kaybın hesabını sorma adı altında eski Hazine ve Maliye Bakanı ve halen Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak’a yükleniyor!
Erdoğan, Berat Albayrak’ı savunacak oldu, çok başarılı olduğunu söyledi ama belli ki kendisi bile buna inanmıyor. Bunun dışında Merkez Bankasının döviz işlemlerinin hepsinin yasal olduğuna dair açıklamalar yapıldı. Ama zaten kimse Merkez Bankasının filmlerdeki gibi soyulduğunu iddia etmiyor. İzlenen politikaların sonucunda oluşan tablonun hesabı soruluyor. Bu soruya bir cevap verilmiş değil. O yüzden bildik savunma mekanizmaları yine devreye sokuldu. Berat Albayrak’ın avukatları 500 bin liralık tazminat davası açtı. Damat nerede diye soranlar terör destekçiliği ile (ne alakası var demeyin herhangi bir alakası olması gerekmiyor) suçlandı.
Hesap sormak emekçi halkın hem hakkı hem de sorumluluğudur
Emekçi halkın Merkez Bankasının rezervlerinden çıkan her doların hesabını sorma hakkı vardır. Çünkü bu dolarlar buhar olup uçmamış sermaye sahiplerinin döviz hesaplarına geçmiştir. Emekçi halkın payına ise Türk lirasının değer kaybı dolayısıyla artan hayat pahalılığı düşmüştür. Merkez Bankasının döviz satışı faizlerin yükselmesini engelleyememiş, 8,25 puandan 17’ye iki kat artan faizin faturası da işçiye işsizlik; esnafa, çiftçiye borç batağının katmerlenmesi olarak yansımıştır.
Erdoğan damadı affetti artık CHP ve İyi Parti’nin istediğini yapıyor ama sorun damat değil sistem!
Bu noktada CHP ve İyi Parti gibi burjuva düzen partilerinin de ikiyüzlü bir tutum içinde olduklarını belirtmek gerekir. Çünkü Berat Albayrak’ın bakanlıktan alınması ve Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesiyle birlikte Erdoğan, CHP ve İyi Parti’nin istediği ve savunduğu para politikasını izlemeye başlamıştır. Evet, bu politika da çözüm getirmedi ve getirmeyecek de. Çünkü yaşanan ekonomik çöküşün esas sebebi damat falan değil kapitalist sistem ve piyasanın hakimiyetidir. Damat nereye giderse gitsin piyasa olduğu yerde durmaktadır. Her şeyi yasaklayan istibdad, dövizin ve dış ticaretin serbestliğine asla dokunmamıştır ve piyasaya iman eden AKP için piyasa, dolar, bankalar dokunulmazdır!
İşçinin çözümü: Dövizi yasakla! Bankaları kamulaştır! Dış ticarette devlet tekeli!
Gerçek çözüm ise dokunulmaz olana dokunmayı, serbest döviz ticaretinin yasaklanmasını, bankaların işçi denetiminde tazminatsız kamulaştırılmasını, dış ticarette devlet tekelini, ekonominin emekçi halkın çıkarları doğrultusunda planlanmasını gerektirir!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2021 tarihli 138. sayısında yayınlanmıştır.