Fransa’nın yoksul mahallelerinde sokak savaşları

Nail

Fransa’nın yoksul mahalleleri, 2005’ten bu yana görülmemiş bir güçle ayağa kalkmış durumda. İsyanın fitili 27 Haziran’da ateşlendi. Paris’in yoksul banliyölerinden biri olan Nanterre’de, iki polis sabaha karşı bir trafik kontrol noktasında durdurdukları 17 yaşındaki Nail’i sebepsizce ve soğukkanlı biçimde katletti. Nail, Kuzey Afrika kökenli bir emekçi çocuğuydu. Fransa’nın gariban banliyölerinde, bu mahallelerde çoğunluğu oluşturan siyahi Afrikalıların ve Mağribilerin payına sık sık polis şiddeti düşer. Mahallelerde kabadayı gibi terör estiren polis hemen her gün gençleri aşağılar, küfürler eder, tartaklar. Kimi zaman da eline geçirdiği gençlerin canına kıyar. 2005’te polis şiddetinden kaçarken ölen 15 yaşındaki Bouna Traoré ve Zyed Benna ve 2016 yılında gözaltında öldürülen Adama Traoré bunun en bilinen örnekleridir. Yani banliyölerin emekçi halkının kanı, Fransız polisinin eline bulaşmıştır. Bu listeye 27 Haziran’da Nail de eklendi. Ama Fransa’nın dört bir yanındaki kardeşleri Nail’in kanını yerde bırakmamaya kararlı.

Mahallelerin öfkesinin ilk işaretleri daha eylemler başlamadan çekilmiş bir videoda kendini gösteriyordu. Nail’i mahalleden tanıyan ve polis cinayetinin haberini alan bir ambulans şoförü, daha sonra sosyal medyada yayılacak olan bir videoda, polis cinayetini izleyen saatlerde yani sabaha karşı, polisin selamını almayı reddediyor ve “şimdi herkes uyuyor ama Nanterre nasıl uyanacak göreceksiniz” diyordu. Hem Nanterre hem de Fransız mahalleleri gerçekten de bir uyandı pir uyandı. 27 Haziran’dan bu yana her gün karanlığın çökmesiyle Fransa’nın dört bir yanındaki mahalle gençliği sokaklara akın edip polisi ve devlet kurumlarını hedef alıyor. Sayıları takip etmek güç ama toplamda bin beş yüze yakın aracın yakıldığı, onlarca karakol ve devlet dairesinin de çeşitli biçimlerde tahrip edildiği hesaplanıyor. Yani Mart ayında Fransız işçi sınıfı büyük şehirlerde milyonlarıyla ayağa kalktıktan sonra, şimdi yoksul mahallelerin gençliği ayağa kalkıyor.

Nail’in intikamı!

Mahalle gençliği olanca öfkesiyle ve böylesi bir güçle sahneye çıkınca, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gençliği yatıştırma umuduyla cinayeti kınayan bir açıklama yayınlamak zorunda kaldı. Ama gençler bu boş sözlere kanmıyor. 2005’te ve 2016’da da eylemler sürerken adalet sözleri verilmiş, en nihayetinde her iki vakada da bütün polisler beraat ettirilmişti. Devletten adalet gelmeyeceğini bilen gençler de kendi güçleriyle Nail’in hesabını sormaya girişiyorlar. Mahallelerde yanan binaların duvarlarında “Nail’in intikamı” sloganları göze çarpıyor. Polisin açıkladığı istatistiklere göre, gözaltına alınan iki bine yakın gencin yaş ortalaması 17. Macron’un tatlı sözleri halkın öfkesini dindiremiyor, gençler kardeşleri Nail’in hesabını sormak için indikleri sokaklardan çekilmiyor.

Bu sebeple, ilk yatıştırıcı sözlerin ardından Fransız devleti bütün gücüyle mahalle gençliği ile savaşmaya girişmiş durumda. Önce cinayeti kınayan Macron, sonra aynı kelimelerle bu sefer gençlerin eylemlerini kınamaya girişti. Devlet yetkilileri, gereken tüm araçları kullanarak devlet otoritesini yeniden tesis edeceklerini açıkladı. Bir dizi şehirde şimdiden sokağa çıkma yasakları ilan edildi, tüm Fransa çapında ise otobüs ve tramvaylar akşam dokuzdan sonra çalışmıyor. Fransa’nın en büyük ikinci kenti olan Marsilya’da bütün eylemler yasaklandı. Yakın zamanda ülkede OHAL ilan edilebileceği söyleniyor. Dahası devlet elindeki şiddet aygıtlarını görülmemiş bir güçle kullanıyor. 23 Mart’ta işçi eylemleri ve sokak savaşları doruk noktasındayken 12 bin polis görevlendirilirken, 30 Haziran akşamı 45 bin polis ve kolluk kuvveti göreve çağrıldı. Bu önlemler, devletin tüm Fransa çapında büyük bir güçle devam eden eylemlerle mücadele etmekte nasıl zorlandığına işaret ediyor.

Bu eylemler Fransa için büyük bir eşik olacak. Fransız sağı ve faşistleri, dahası faşistlerin kontrolündeki polis sendikaları açıkça iç savaş anlamı taşıyan sert açıklamalarla mahalle gençliğini hedef alıyor. OHAL’in eli kulağında. Daha üç ay önce Fransa’nın büyük şehirlerinde milyonlarıyla şalter indirmiş olan Fransız işçi sınıfı bu büyük dönemeçte masaya yumruğunu vurmalı, mahalle gençliğiyle beraber kavgaya atılmalı. Tetikte bekleyen faşistlerin ve onların hınk deyicilerinin adalet arayan yoksul gençliği ezmesine izin vermek Fransız işçi sınıfı için de felaket olur.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2023 tarihli 166. sayısında yayınlanmıştır.