Yunanistan’da mücadele sürüyor: 4 Şubat genel grevi
Hükümetin sosyal güvenlik alanında yapmaya çalıştığı yeni düzenlemeleri ve devlet bütçesinden yapacağı kesintileri içeren bir paketi yasalaştırma girişimleri, Yunan işçi ve emekçilerinin 4 Şubat günü ülkede hayatı durduran bir günlük genel greviyle karşılık buldu.
Syriza’nın sağcı milliyetçi bir partiyle (Anel) kurmuş olduğu koalisyon hükümeti, emekçilere saldırılarını sürdürüyor. Bunun son halkası, sosyal güvenlik sisteminden arta kalanları da silip süpürmek üzere Troyka (Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası - ECB, Uluslararası Para Fonu - İMF) tarafından hükümete dikte edilen yeni düzenleme. Bu sayede Yunan hükümeti, ücretlerin çok büyük bir bölümünü daha sosyal güvenlik prim kesintisi olarak işçilerden çalmaya hazırlanıyor. Ancak şurası çok açık: Geçtiğimiz Temmuz ayında Çipras’ın AB ve IMF’ye teslim olmuş bulunması, Yunan işçi sınıfının mücadele azmine zarar verebilmiş değil. Yunan işçileri ihanete uğradılar, ancak saf dışı kalmadılar. Mücadele sürüyor. Syriza halkla birlikte mücadele etmedi; halk da Syriza’ya karşı mücadele ediyor!
Grevin düzenlendiği gün olan 4 Şubat’ta Atina’da yüz binlerce insan yürüdü. Yunanistan’ın öteki kentlerinde de binlerce yoksul, işçi, genç sokaklara döküldü. İşçilerin grevine, Yunan hükümetinin çıkarmakta olduğu yeni vergi düzenlemeleri ile boğuşan yoksul köylüler, alt-orta sınıflar da destek verdi. Çiftçiler, ülkenin dört bir yanında otoyolları traktörleriyle trafiğe kapattılar. Küçük esnaf, işçilerin grevine destek vermek amacıyla dükkânlarını açmadı. Öğretmenler, öğretim elemanları, avukatlar, doktorlar ve pek çok meslek grubu da 4 Şubat günü çalışmadı. Önümüzdeki günlerde bu grevi, ulaştırma alanında yeni bir grevin izlemesi bekleniyor. Ayrıca, çiftçiler de yeni düzenlemelere karşı eylemliliklerini arttırma yönünde istekliler.
Olaylarla ilgili olarak bilgilerini ve gözlemlerini bizimle paylaşan Yunan yoldaşlarımız, çevik kuvvet polisinin grevdeki insanlara yönelik saldırılarının, bu öfke tsunamisini durduramayacağından eminler. Üstelik, 1968 Mayıs’ından gelen ve bizim için çok tanıdık olan bir slogan var dudaklarında: “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”