Yunanistan polisi EEK’li yoldaşlarımıza saldırdı, faşist katilleri korudu
Dört yıl önce, 18 Eylül 2013’te, Yunanistan’da neo-Nazi Altın Şafak çeteleri anti-faşist müzisyen Pavlos Fissa’yı Atina’nın proleter mahallelerinden Keratsini’de katletti. İki buçuk yıl önce başlayan dava henüz sonuçlanmadı, yeri geldiğinde devrimcilere karşı hızla çalışan ve cezalar yağdıran Yunanistan mahkemeleri, faşist katilleri hala cezalandırmadı.
Ölümünün dördüncü yıldönümünde pek çok sol örgüt, Pavlos Fissa’yı anmak ve faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek için Yunanistan halkını 16 Eylül’de Sintagma Meydanı’na, 18 Eylül’de ise Pavlos’un katledildiği Keratsini’ye çağırdı. Syriza-ANEL hükümeti, Pavlos Fissa davasında olduğu gibi pek çok örnekte faşizmin kurbanları için adalet sağlamadığı gibi; Pavlos’u anmak için Atina’da yapılan protestoları şiddetle bastırmaya çalıştı. Polis güçlerini faşist Altın Şafak’ın bürolarını öfkeli Yunan halkından korumak için seferber etti.
16 ve 18 Eylül’de binlerce anti-faşist sokaklara çıktı, isyan polisinin saldırılarına direndi. Polis saldırıları protestoları durdurmayı başaramadı. 18 Eylül’de Keratsini mahallesine yapılan yürüyüşe saldıran polis, içlerinde parti yöneticilerinden Katerina Matsas’ın da bulunduğu, dört kadın EEK (İşçilerin Devrimci Partisi) militanını özel olarak hedef aldı. Polis saldırısı sonucunda yaralanan yoldaşlarımızdan ikisi hastaneye kaldırıldı.
Hükümet katilleri yargılayıp, caydırıcı cezalar vererek bu cinayetleri önlemeye çalışacağı yerde, Altın Şafak bürolarını koruyor. Pavlos’un katilleri dört yıldır ellerini kollarını sallayarak dolaşabilirken, polis güçleri işçi sınıfına ve devrimcilere saldırıyor. Devrimci İşçi Partisi olarak kardeş partimizin kadın militanlarına yapılan bu alçak saldırıyı şiddetle kınıyor, Yunanistan devletinin baskısına ve faşist saldırılara karşı EEK’li yoldaşlarımızla dayanışmamızı ifade ediyoruz. Yunanistan halkının faşizme ve faşistleri koruyan hükümete olan öfkesini paylaşıyor, mücadelelerini selamlıyoruz.
Yunanistan işçi sınıfı meydanı faşist çetelere bırakmayacaktır, onları koruyan Syriza-ANEL hükümetinden hesap soracaktır! Atina’da 16 ve 18 Eylül’de devlet baskısına, polisin sert saldırılarına rağmen faşizme karşı yumruklarını sıkıp, sokakları dolduran binler bunun en açık kanıtıdır. 1970’lerin faşist Albaylar Cuntası döneminin bitiremediği Yunanistan işçi sınıfını ve EEK’li yoldaşlarımızı, günümüzün Papadopoulos özentileri korkutamaz!
EEK’li kadın yoldaşlarımız yalnız değildir! Kahrolsun faşizm! Yaşasın EEK, yaşasın proleter enternasyonalizmi!