Seçim beyannamesi mi, kristal küre mi?
Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde*
Ziya Paşa
Tayyip Erdoğan, AKP’nin seçim beyannamesi ile 2011’den 2023’e Türkiye ekonomisini bugünkünün üç katına, ihracatını dört katına çıkarıyor. İstanbul’u dünyanın ilk on finans merkezi, İzmir’i ise ilk on limanı arasına sokuyor. Bu tür açıklamalara seçim beyannamesi denmez, fütürist manifesto denir!
Fütürist, tekonolojide, ekonomide, uluslararası ilişkilerde ve benzeri alanlarda ortaya çıkan eğilimlere bakarak geleceği öngörmeye çalışan insanlara verilen ad. Bunların meslek dalına verilen ad ise fütüroloji. Aslında, her ciddi bilim dalı, esas olarak geleceği öngörmeyi olanaklı kıldığı ölçüde, yani insan pratiğine yol göstermeyi başardığı ölçüde anlamlıdır. Ama fütürolojiyi ciddi bilimden ayıran, desteksiz atmasıdır. Öngörü değil kâhinlik yapmasıdır. Zaten fütüristlerin faaliyetini ciddi bilimsel öngörüden ayıran, bilimin bazı verilerini kullanıp bir “diyalektik sentez” içinde eski kâhinlik mesleğine saygınlık kazandırmalarıdır.
Tabii, desteksiz bir atarsınız, iki atarsınız, sonra sizi kimse dinlememeye başlar. Onun için fütüristler bir sınıf ayrımı politikası güderler. En ünlü fütüristlerden birini örnek alalım: George Friedman. Bu şahsiyetin çok ün kazanan iki kitabı son zamanda Türkçe’ye de çevrildi: Gelecek 10 Yıl ve Gelecek 100 Yıl. Bu şahıs aynı zamanda Stratfor adını taşıyan, kapitalist sınıf ve avanesi arasında büyük saygı gören, kimilerinin “gölge CIA” olarak andığı bir istihbarat şirketinin de sahibi ve yöneticisidir. Tabii, orada şirketlere gelecek için öngörüleyle somut hizmette bulunduğu için işini ciddi tutmak zorunda, yoksa para kazanamaz.
Ama fütüristlerin halka yönelik olarak yazdıkları kitaplar bütünüyle desteksiz atmaya dayanır. Bakın, Friedman’ın Gelecek 100 Yıl kitabındaki bazı öngörüler neler?
2020: Rusya çökecek. Çin büyük bir kriz yaşayarak dağılacak. 2030:Dünya ABD kaynaklı büyük ekonomik krizle yeniden sarsılacak. 2040: Türkiye, Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanları hakimiyeti altına alarak dev bir ülke olacak. Bölgesinde askeri müdahaleler yapacak. ABD-Türkiye arasındaki gerilim artacak. 2050: Türkiye, ABD, Polonya ve Japonya arasında 3. Dünya Savaşı çıkacak. 50.000 kişi ölecek. 2100: Meksika ABD’ye savaş açacak.
Bunlar arasında en güzeli elbette, 2100 yılındaki Meksika-ABD savaşı gibi görünüyor. Oysa öyle değil. En güzeli bir III. Dünya Savaşı çıkması ve 2050 yılındaki silah teknolojisi temelinde bu savaşta sadece 50 bin kişinin ölmesi! Silah teknolojisinin çok daha az tehlikeli olduğu I. Dünya Savaşı’nda 20 milyon, II. Dünya Savaşı’nda ise 60 milyon insan hayatını yitirmişken, III. Dünya Savaşı ciddi ele alınırsa, insanlık, hatta tüm canlı yaşam yok olabilir. O zaman da Friedman gibi fütüristlere iş kalmaz! Yani 2050’den sonrası için hiçbirşey uydurmayacak mı zavallı Friedman? İşte fütürolojinin zayıf karnı budur. Tek bir nitel değişiklik bütün uzak gelecek senaryolarını anlamsız kılabilir.
Erdoğan’a sormak gerek: Türkiye’nin milli geliri üçe katlanırken, dünyadaki ekonomik kriz ne olacak? Hani dünya bir “küresel köy” haline gelmişti? Anlaşılan Erdoğan dünya krizini de çözdü, Avrupa’daki borç krizini ve avroyu da kurtardı! Erdoğan’a sormak gerek: yükselen Çin ile ABD arasındaki bilek savaşı önümüzdeki on iki yıl boyunca dünyada nelere yol açacak? Ya ABD, hegemonyasını yitirme korkusu içinde bölgesel savaşlara devam ederse ya da daha “çılgın proje”lere kalkışırsa? Anlaşılan başbakan ABD’de “Çay Particiler”in ifade ettiği çılgın eğilimleri de halletti! Erdoğan’a sormak gerek: Tunus, Mısır, Yemen, Libya, Bahreyn derken, Arap dünyasındaki yangın kapımıza, Suriye’ye kadar geldi. Anlaşılan 2023’e kadar Ortadoğu’da bir genelleşmiş savaş ya da devrim patlak vermeyeceğine de karar vermiş fütüristimiz.
Seçim beyannamesi, halka maval anlatmak için yazılmaz. Bir parti iktidara geçti mi somut olarak ne yapacak, onu anlatmak için yazılır. Eğer Kürt sorununu, boş laflar dışında somut olarak nasıl çözeceğinizi anlatmıyorsanız, söylediğiniz fasa fisodur. Eğer “iş kazası” diye adlandırılan işçi cinayetlerine somut olarak nasıl engel olacağınızı anlatmıyorsanız, boş konuşuyorsunuz demektir. Eğer kadınları sevgiden vurup, şişleyip, doğramaya devam eden erkek sevgisine (!) karşı somut olarak ne yapacağınızı anlatmıyorsanız, söylediğiniz laf ü güzaftır.
O zaman bize o konularda da sayı verin Erdoğan: 2023’e kadar Kürt ve Türk daha kaç çocuğumuz savaşta ölecek? 2023’e kadar daha kaç işçi tersanede, madende, inşaatta, kot kumlamada ve başka işlerde kapitalistlerin kârı için can verecek? 2023’e kadar daha kaç kadın sevgiden öldürülecek?
Dünyanın en ünlü fütüristlerinden dedik George Friedman’a. Baksanıza adam Stratfor’dan milyarlar kırıyor, küçümsenebilir mi? Ama Friedman’ın en cesur öngörülerinden biri neydi, biliyor musunuz? Sovyetler Birliği çökünce 1991’de yazdığı kitabının başlığına yansıyan “Yaklaşan ABD-Japon savaşı”! Japonya o zamandan bu yana ekonomik depresyon içinde, dünya işlerinden elini ayağını çekmiş durumda. Friedman’ın öngörüsü tam isabet!
Tabii, Erdoğan bizden biri. İnsanın içinden “atma Erdoğan, din kardeşiyiz” demek geliyor!
*Turfa = garip; rehgüzer = gidilecek yol