Onların ittifakı bizim ittifakımız: Kürtlerle barış ABD’yle savaş!
AKP, MHP ve DEM Parti’nin yürüyüşü hayırlı bir yürüyüş değildir. Bu yolun sonu ne barış ne de çözümdür. Bu yolun sonunda yeni savaşlar vardır. Bahçeli’den Erdoğan’a, Öcalan’dan Karayılan’a hepsinin farklı zamanlarda yaptığı konuşmalara bakarsanız ortak noktayı yakalayabilirsiniz. Bahsedilen bir barış ve çözümden ziyade ittifaktır. Referanslar Malazgirt’e, Nureddin Zengi’ye, Selahaddin Eyyubi’ye, İdris-i Bitlisi’ye, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına… Hepsi farklı tarihlerde ve farklı bağlamlarda Türklerin ve Kürtlerin aynı cephede olduğu savaşlar. Diyeceksiniz ki siz de Devrimci İşçi Partisi olarak yıllardır “Kürtlerle barış ABD’yle savaş” diyorsunuz, peki neden şimdi bu ittifaka karşı çıkıyorsunuz? Çünkü bu ittifak ABD’yle ve İsrail’le barışmanın ve Batı Asya’da onların vekili olarak savaşmanın ittifakıdır. Türk-Kürt ittifakını Sünni mezhepçi bir temelde “İslam kardeşliği” kisvesi altında savunan çizgi, istediği kadar Selahaddin Eyyübi’den bahsetsin, istediği kadar Kudüs’ün fethinden dem vursun İsrail Siyonizmine hizmet eder.
Suriye’de HTŞ ve YPG arasındaki 10 Mart mutabakatının yapıldığı gün HTŞ’nin tekfirci mezhepçi çeteleri Batı’da Alevileri katlediyordu. Daha sonra HTŞ’nin katliamcı çeteleri güneydeki Dürzilere yöneldi. Tüm bu katliamlardan sadece, koltuğunu sağlamlaştıran eş-Şara ile HTŞ bahanesiyle Dürzileri himaye ederek ülkeye giren İsrail fayda sağladı. Ve bugünlerde bir kez daha arkasını ABD ve İsrail’e dayayan HTŞ katliam makinesi yeniden Alevilere yöneliyor. Şimdi bu mezhepçi siyasette ısrarın emperyalizme ve Siyonizme karşı olduğuna mı inanacağız? ABD Büyükelçisi Thomas Barrack, Türkiye-İsrail ekseninden bahsediyor. Soykırımcı Netanyahu Türkiye ile ortak çıkarları olduğundan dem vuruyor. Erdoğan Trump’ın Gazze planına eş başkanlık yapıyor, Trump ise Türkiye’nin askerine Gazze’ye gidip direnişin elini kolunu bağlama görevi biçiyor. Gözümüzün önünde olan biteni görmeyip, apaçık söylenenlere kulaklarımızı tıkayıp yandaş kanalların propagandasını gerçek diye mi kabul edeceğiz?
Millî Mücadele’deki gibi İngiliz’e ve onun vekillerine karşı bir ittifak değil ki bu! O ittifakın bugünkü koşullardaki karşılığı DİP’in “Kürtlerle barış ABD’yle savaş” sloganındadır. Bizim Türk-Kürt ittifakımız ne İran’a ne Araplara ne de başka halklara karşıdır. Bizim ittifakımız aynı zamanda İranlılarla ve Araplarladır, Filistin de bu ittifakın parolasıdır. Bizim ittifakımız sömürgeci burjuvazinin ve işbirlikçi burjuvaların/toprak ağalarının kanlı pazarlığına değil, her milletten memleketten işçilerin ve yoksul köylülerin kardeşliğine dayanır. Gerçekten çözüm isteyen Kürt sorununu inkâr etmez. Biz, Kürt sorununu Kürt işçisine, Kürt köylüsüne, Kürt yoksuluna, Kürt gencine sorarız! Kürt sorununu ulusların ve dillerin tam eşitliği temelinde çözmeyi önüne koymayan hiçbir ittifak gerçek bir ittifak olarak görülemez. Nihayet barış isteyen ABD’yle, İsrail’le, İngiliz’le yol yürümez. Bizim ittifak çağrımız Batı Asya’yı Siyonizmden ve emperyalist üslerden arındırmak, ulusların kendi kaderini özgürce tayin edeceği bir sosyalist devletler federasyonuna ulaşmak içindir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2025 tarihli 195. sayısında yayınlanmıştır.






