Korkağın tekmesi, sınıfın kini
“Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var.
Dostlar ki bir kerre bile selâmlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.
Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar
kanlarına susamışım.”
Nazım Hikmet
Büyük mücadelelerle dolu bir bahar geçiren Fransa'nın başkenti Paris'te 1 Mayıs'ta büyük kitleler sokakları doldurmuş, eylem sırasında polis saldırısı sonrası büyük çatışmalar yaşanmıştı. Bu 1 Mayıs Gerçek gazetesinde de “1 Mayıs, Paris'te mücadeleyle geçen baharı taçlandırdı” başlığıyla haberleştirilmişti. Polisin gözü dönmüş saldırılarına sahne olan bu eyleme dair son günlerde ortaya çıkan bir video, Fransa basının gündemine yerleşti. Bu videoda Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un danışmanlarından Alexandre Benalla, polis kaskı takmış biçimde önce bir kadın eylemcinin boğazına sarılırken ardından da yere düşürmeye çalıştığı bir başka eylemciyi tekmelerken görülüyor.
Bu görüntülerin, hem Fransız burjuva basınını dahi çileden çıkartacak hukuksuzlukları açısından hem de aynı basının dile getirmekten kaçındığı başka açılardan konuşulacak çok yönü var. Bunların başında, bu saldırı görüntülerinin çekildiği noktanın, eylem sonrası, son bir yıldır palazlanmaya başlayan faşist örgütlerin eylemden dağılan kitleye pusu atmaya çalıştığı bir noktada, yani büyük ihtimalle faşist çetelerle mutlak bir koordinasyon içerisinde gerçekleştirilmesi geliyor. Fakat bu görüntülere Türkiye'den bakanların, hele de yürekleri Soma'da yitirdiğimiz canlarımızın her birine altı gün değer biçen patronların yargısına sınıf kiniyle dolmuş olanların aklına gelen her şeyden önce Somalı bir madenciye atılan o alçak tekmenin görüntüsü oluyor.
İki ülkede, iki farklı zamanda düşman aynı düşman, tekme aynı tekme. Bir tarafta hedef yüzlerce kardeşinin ölümüne isyan eden madenci, diğer tarafta ise mücadele meydanlarına inmesinin bedelini atılan tekmeden kısa süre önce yoğun polis saldırısıyla ödemiş olan işçi ya da işçinin mücadelesine omuz vermiş halktan bir insan. İki tarafta da tekmeyi atan, polisin zırhına saklanmış, safını işçilerin karşısında para babalarının yanında seçmiş iki korkak. Bunu anlamak Fransa'da daha zor olabilir fakat kavgaya gürültüye uzak olmayann bizim insanımızın bu iki korkağın da yüzüne baktığında, polisin arkasında sığınmadığında, kimseye hele de bir işçiye el kaldırmaya cesaret edemeyeceğini görmemesi ne mümkün!
Fransa'da ve Türkiye'de sınıf kardeşlerimize polisin arkasına sığınarak el kaldıran bu iki korkak da Fransa'nın demiryolcuları, Bursa'nın metal işçileri, Paris'in kızıl kuşağı, Tuzla'nın Gebze'nin işçi havzaları ayağa kalkıp siyaset masasına yumruğunu vurduğunda sınıf kini ne menem bir şeymiş öğrenecek, o kaldırdıkları elin, attıkları tekmenin hesabını verecektir.