İşçi Partisi mi, İşveren Partisi mi?

“Tüketen ve ürettiğini de sıcak para ile finanse eden ülkemizde üretim ekonomisine geçişte Koç Topluluğu gibi üretim ve inovasyon öncülerinin gelişmesi ve fazlalaşması çok önemli.

Geçen yıl 66.2 milyar TL ciro yapan 2.7 milyar TL kâr elde eden 6.4 milyar TL tutarında da yatırım gerçekleştiren Koç Topluluğu 88. yaşına bastığı bu yıl en beğenilen şirket seçildi.

Arçelik en beğenilen üçüncü şirket, Opet akaryakıt dağıtımı ve madenler sektörü birincisi, Yapı Kredi Faktöring faktöring sektörünün birincisi, YK leasing finansal kiralama sektörünün birincisi ödüllerine layık görüldü.”

Yukarıdaki satırları, hangi gazetede hangi ekonomi yazarı yazmış olabilir?

(a)    Hürriyet gazetesi, Vahap Munyar

(b)   Milliyet Gazetesi, Meral Tamer

(c)    Radikal Gazetesi, Uğur Gürses

(d)   Dünya Gazetesi, Tevfik Güngör

(e)    Habertürk Gazetesi, Abdurrahman Yıldırım

Hangisini seçtiyseniz yanıldınız! Doğru cevap Aydınlık gazetesi, Mustafa Pamukoğlu! Koç grubuna ve onun CEO’su Mustafa Koç’a yağdan başka hiçbir şey içermeyen, yani düpedüz içeriksiz, Koç’a yaranmak için yazılmış “Koç ve Üretim Ekonomisi” başlıklı bir yazı, Temmuz başında Aydınlık’ta yayınlandı! Gazete içinde görebildiğimiz kadarıyla hiçbir yazardan eleştiri almadı. Yaklaşık bir ay sonra yazılarını hâlâ güzel güzel yazıyor.

Mustafa Pamukoğlu sıradan biri değil. Cumhuriyet gazetesinin eski köşe yazarı ve mali müşaviri. Bu gazete üzerindeki ideolojik-politik mücadelede bir ara kilit isim olmuş. Cumhuriyet’in sahibi olan vakfın yönetim kurulunda son dönemde bir üyenin ölümü dolayısıyla açılan boş koltuk için “gelenekçi” yani daha ulusalcı kanadın Mustafa Pamukoğlu’nu aday gösterdiği, ama birtakım karmaşık ve biraz da rastlantısal nedenlerle Pamukoğlu’nun “yenilikçi” kanadın adayı karşısında seçimi yitirdiği biliniyor. Pamukoğlu, bu olaydan bir süre sonra, bu yılın Nisan ayı sonunda gazetenin (en son Aydın Engin, Özgür Mumcu, Ceyda Karan gibi isimlerin de köşe yazarı olarak Cumhuriyet’e transfer edilmesiyle perçinlenen) liberalleşmesi sürecine de tepki göstererek Cumhuriyet’ten ayrılıyor. Gürültülü biçimde Aydınlık’a geçiyor. Artık “ulusalcılığın” kalelerinden birindedir.

Güzel. Demek ki ulusalcılığı sonuna kadar savunan bir yazar ile karşı karşıyayız. Ulusalcılığın ekonomi alanında neyi savunduğu da böylece çıplak biçimde ortaya çıkıyor. Üstelik ulusalcılığın Sözcü ya da Yurt gibi burjuva dünyası kökenli bir yayın organı değil. 1960’lı yıllarda sosyalist hareketin içine doğmuş, bütün ihanetlerine rağmen kendine hâlâ Maoist sıfatını yakıştıran, 1980’li yıllardan itibaren Sosyalist Parti adını almış, bugün bile İşçi Partisi adını taşıyan bir siyasi hareketin yayın organı söz konusu. Bu yayın organında “devrimcilik”ten dem vuran yazardan geçilmiyor. Biz bunların hepsinin uyduruk olduğunu biliyoruz. İşçi Partisi ve Aydınlık’ın, Mustafa Pamukoğlu ile isim benzerliğinden başka bir akrabalığı olduğunu sanmadığımız Osman Pamukoğlu ve HEPAR’ından sadece köken farkı olduğunu biliyoruz. İşçi Partisi’nin esas amacının ordunun (tercihen sözde ilerici bir kanadının) yönetime el koyduğu, Kürtün iyi köle haline geldiği, Ermeni’den kimsenin söz etmediği bir Türkiye olduğunu biliyoruz. Böyle bir tabloda nasıl bir ekonomik hayatın özlendiğini de bırakalım Aydınlık yazarı Mustafa Pamukoğlu anlatsın bize:

“İnovasyon, teknoloji ve büyüme Koç'un en önemli ilkeleri. Sosyal sorumluluk projelerine de çok önem veriyor.

Sıcak para ve borçlanmaya dayalı üretmekten daha çok tüketen ekonomimiz ile ilgili büyük kaygılar taşıdığımız son zamanlarda Koç Topluluğu gibi yüz akı sanayicilerimiz içimizi ferahlatıyor. Üretim ekonomisine dönüş konusunda bize umut oluyorlar.”

Umudumuz Koç ha! Devrimcilikmiş! Hadi ordan!