Erdoğan’ın Filistin temalı seçim mitingleri Siyonizmle işbirliğini örtebilir mi?

Erdoğan, 18 Mayıs Cuma günü Yenikapı’da Pazar günü de Diyarbakır’da birer seçim mitingi düzenleyecek.  Seçim mitingleri “Filistinle dayanışma” adı altında gerçekleştirilecek. İçerik ise Filistinle dayanışmayı büyütmekten ziyade Siyonizmle işbirliğini gizlemek olacak. Çünkü Siyonistler 61 Filistinli’yi katlettikten hemen sonra meclise İsrail’le ikili anlaşmaların iptaline yönelik verilen önerge AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi. Erdoğan ve müttefikleri böylece bir kez daha “İsraille yola devam” dedi. Ancak Erdoğan da gayet iyi biliyor ki İsrail’le gidilen yol para getirir oy getirmez. Mitingler bunun için organize edildi.

Türkiye’de her daim iktidarlar Siyonizmle işbirliği içinde olmuştur. Filistinle dayanışma miting ve gösterilerinin talebi de her zaman bu işbirliğinin sona erdirilmesi ve Filistin halkına destek için somut adımların atılması olmuştur. Erdoğan ve AKP iktidarda bulunuyor. Dolayısıyla da Filistinle dayanışma göstermek için elinde gerekli tüm olanaklar var. Erdoğan’ın atacağı somut adımlara dair söyledikleri şunlar: “Sayın Abbas ve BM Genel Sekreteri başta olmak üzere pek çok liderle görüşmeler yapacağım” ve “İslam İşbirliği Teşkilatı olarak ramazan ayı boyunca üye ülkelerde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyası düzenleyeceğiz.”

Filistin halkı aslında dünyanın en zengin yer altı zenginliklerinden biri olan kaya gazına sahip. Ancak işgalci İsrail sadece Filistin halkının evine değil bu zenginliklere de el koymuş durumda. Peki Ramazan ayında Filistinliler için yardım kampanyası düzenleyecek olan Erdoğan bu konuda son bir yıl içinde ne yapmıştı? Önce Mavi Marmara katliamı ile ilgili Siyonist katillerin yargılandığı davayı düşürmek üzere İsrail’le protokol imzalandı. 28 Haziran’da imzalanan protokolde Kudüs, Ankara’nın muadili olarak kayıtlara geçti ve Erdoğan, Trump’tan da önce İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıma adımını atmıştı. 9 Aralık’ta “bağımsız” yargı Mavi Marmara davasını düşürdü. Erdoğan da Mavi Marmara eylemine katılanları “dönemin başbakanına mı sordunuz” diyerek azarlıyordu.

Mavi Marmara katliamından sonra ilk defa bir bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’yı İsrail’e gönderdi. Yetmedi daha sonra Nabi Avcı tam bir yıl önce İsrail’in kuruluş yıldönümü kutlamaları için İsrail’e gönderildi. Burada bir konuşma yapan avcı şunları söyledi: “ İsrail ile önümüzdeki dönemde özellikle enerji, kültür, turizm, ticaret, yüksek teknoloji gibi alanlarda işbirliğimizin gelişmesinin bölgedeki siyasi ortama da olumlu tesir edeceğini değerlendiriyoruz." Bir yıl sonra İsrail aynı gün 61 Filistinliyi İsrail’in kuruluş gününde, Filistinliler için ise Nakba’nın yani Büyük Felaket’in öngününde katledecekti.  

Erdoğan sadece bakanını İsrail’e göndermedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi aracılığıyla işadamlarını İsrail’e göndererek adeta çıkartma yaptı. Sonra damat Berat Albayrak, 22. Dünya Petrol Kongresi için Türkiye’ye gelen İsrailli Enerji Bakanı’nı İstanbul’da özel olarak ağırladı ve bu görüşmelerde İsrail’in Filistin halkından gasp ettiği kaya gazının pazarlanması için yoğun görüşmeler yapıldığı açıklandı. Aslında ne Erdoğan’ın “one minute” çıkışı ne de Mavi Marmara katliamı İsrai’le ticareti sarsmamıştı. Şimdi İsrail’le ticaret hacminin 5 milyar doların üzerine çıkması hedeflenmiş durumda.

İşte Filistin’in topraklarını işgal eden ve zenginliklerine el koyan korsan İsrail’le ortaklıklar bu kadar net ve somut. Filistin halkının payına düşense bol laf ve Ramazan yardımı… Şimdi Yenikapı ve Diyarbakır seçim mitinglerinde atılacak sloganlar da bu pakete eklenecek. O mitinglerde Erdoğan, İsrail’e en ağır sözcüklerle yüklenecek hatta hakaretler edecek. Ama herkes ve en önemlisi de İsrail bilecek ki bu sözler kendisine yönelik değil seçim propagandası içindir. Çünkü Erdoğan İsrail aleyhinde söylediği hiçbir sözün gereğini yapmamıştır. Ama bir Suudi Arabistan ziyaretinde uçakta Erdoğan şöyle demişti: “İsrail, bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaçtır. Bizim de İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım.” Bu sözlerin gereğini fazlasıyla yaptı. Yapmaya da devam ediyor.