Dolar serbest, grev yasak!
Petrol-İş sendikasının Mersin’de bulunan Soda Sanayii A.Ş.’deki grevi AKP hükümeti tarafından yasaklandı. Grev yasağı döviz piyasalarının çalkalandığı, Türk Lirası’nın dolar, avro başta olmak üzere yabancı paralar karşısında tarihi değer kayıpları yaşadığı bir dönemde geldi. Halkın parası pul olurken, parababaları kasalarını doldururken seyreden hükümet, tek hamleyle işçilerin grevini yasakladı.
Döviz kurlarındaki artış, hayat pahalılığını arttırıyor ve halkın cebindeki parayı pul ediyor. Piyasaların yani patronların faizin yükselmesi için yaptığı baskı ise boğazına kadar borç batağında olan, ücretleri ay sonunu getirmeye yetmeyen ve borcunu borçla kapatmaya çalışan emekçi halk için yeni felaket senaryoları demek. Bu yüzden Soda Sanayii A.Ş.’deki grev bir toplu sözleşmeden çok daha fazlasını ifade ediyor.
AKP’nin eli kolu bağlı! Emekçinin krizden çıkışı kendi politikasının eseri olacak!
AKP iktidarından çeşitli isimler ardı ardına çıkıp spekülatörlerden dert yanıyor, dış güçlerden şikâyet ediyor ve sonunda hiçbir şey yapmayarak oturdukları yerde oturuyorlar. Eli kolu bağlı oturuyorlar çünkü devletin ekonomideki rolünü de gücünü de sıfırladılar. “Serbest piyasa”ya iman ediyorlar ve patronların çıkarına sonuna kadar bağlılar. En son şeker fabrikalarının satışıyla birlikte tüm ekonomiyi piyasa anarşisine teslim ettiler. Oysa bu gidişatı durdurmak için, bankaları kamulaştırıp tek bir devlet bankası ile ekonomiyi kontrol altına almaları, serbest döviz ticaretini yasaklamaları, kapitalist bir dev kumarhane olan borsayı kapatmaları gerekirdi. Tüm özelleştirilmiş olan KİT’lerin yeniden kamulaştırılması ve bu kamulaştırma programının kilit sanayilere doğru genişletilmesi gerekirdi. Devrimci İşçi Partisi bu önlemleri öteden beri savunan tek partidir ve tüm gidişat bizleri haklı çıkartmaktadır. Ekonominin çöküntüye sürüklenmesine neden olan AKP’nin ise krizi durduracak bir politikası yoktur ve yapacağı tek şey faturayı emekçi halka kesmektir.
Erdoğan sermayenin önünü açıyor, faturayı emekçiye kesiyor
Grev yasağı da AKP iktidarının krizin faturasını işçilere kesmesinin bir yolu. Yasak kararının gerekçesi olarak grevin “milli güvenliği bozucu nitelikte” olması gösterilse de daha önceki grev yasaklarında olduğu gibi nasıl ve neden sorularının yine cevabı yok! Aranan cevabı Erdoğan’ın patronlara yaptığı konuşmalarında bulabiliriz. Erdoğan, geçtiğimiz yıl MÜSİAD toplantısında "öyle ikide bir kalkacak, hemen grev, bilmemne kusura bakma arkadaş" diyerek grev yasaklarıyla patronlara güvence vermişti. Bu yıl Nisan ayında ise Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi kongresinde bir kez daha patronların karşısına geçen Erdoğan grev yasaklarını şöyle savundu: “Cumhurbaşkanı olarak şahsen muttali olduğum her meselede kimliğine bakmaksızın iş adamlarımızın önünü açmanın hep gayreti içinde bulunduk… Ama o günden bugüne eğer bu Olağanüstü Hal olmamış olsaydı, bak işte burada kısa bir süre önce Bursa'da bu tür yollara tevessül etmek isteyenler oldu. Biz nereden istifade ettik? Olağanüstü Hal'den. Biz oradaki yatırımcılarımızın önünü kesmek isteyenlere neyle müdahale ettik? Olağanüstü Hal ile, anında hemen oradaki grevi durdurduk.”
Petrol-İş sendikası: Grev yasağı gayri meşrudur!
İşçiler cephesinde de durum net. Petrol-İş sendikası da grev yasağına tepki gösteren bir açıklama yayınladı. Açıklamada işçi sınıfının grev hakkının fiilen askıya alındığı vurgulandı: “Toplu iş sözleşmesi hakkının da kullanımının engellenmesi anlamına gelen grev erteleme kararları, ülkemizin demokratik işleyişten ve sosyal hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığının açık bir göstergesidir. OHAL döneminde emekçilerin iş ve ekmek mücadelesi, bu meşru olmayan kararlarla yasaklanmaktadır. En yetkili ağızlardan OHAL'in asıl amacının işveren lehine uygulamalar olduğu itiraf edilirken, Soda Sanayii A.Ş.'de grev erteleme kararı verilmesi bu gerçeği bir kez daha teyit etmektedir.”
Sorunu yaratanlar çözüm üretemez
542 işçinin çalıştığı Soda Sanayi A.Ş.’de işçiler de karara tepkili. Petrol-İş sendikası grev yasağına karşı işçilerin işyerini terk etmeyerek mücadeleyi sürdürdüklerini duyurdu ve baskıya boyun eğmeyeceklerini açıkladı. İçinden geçtiğimiz süreç düşünüldüğünde açıkça görülüyor ki bu mücadele sadece Soda Sanayii A.Ş. işçisinin mücadelesi değildir. Ne AKP iktidarı, ne yerli ve yabancı sermaye, ne parababaları ne de Merkez Bankası… Sorunu yaratanlar çözüm üretemezler. Tüm ülkenin geleceği işçi sınıfının mücadelesine bağlıdır!