Dikiş tutmuyor!

 

Efkan Ala da gitti! Üstelik AKP ve hükümet içinden sızan bütün haberler bunun daha başlangıç olduğunu, parti ve devlet içinde daha büyük bir temizliğin sadece ön habercisi olduğunu gösteriyor. AKP ne yapsa dikiş tutmuyor.

Erdoğan ve partisinin kurduğu sistemin ne büyük zaaflar içerdiği 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ortaya çıkmıştı. Uluslararası alanda büyük bir yalnızlık, devletin silahlı güçlerinde Erdoğan’a ve hükümete çok güçlü bir muhalefet, AKP’nin kendisi içinde, özellikle Gül önderliğindeki muhalif kanatta darbe konusunda ciddi bir çatlak, bu zaafların önde gelenleri idi.

Ne var ki, Efkan Ala olayı başka bir karakter taşıyor. Ala, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının hemen ertesinde, 26 Aralık 2013’te İçişleri Bakanlığı’na getirilmiş, delil karartma rejiminin inşa edilmesinde birinci dereceden rol oynamış, Erdoğan’ın Bekir Bozdağ, Yalçın Akdoğan, Hakan Fidan gibi isimlerden oluşan “iç kabine”sinin asli bir unsuru olmuştur. İstibdad rejiminin kurulmasında başrolü oynayan birinden söz ediyoruz.

Efkan Ala’nın elinde çok kan vardır. Hem DAİŞ bombalarından, hem de Kürt kentlerinin yerle bir edilmesinden sorumludur. Günü gelince halk tarafından mutlaka yargılanacaktır.

Ala’nın istifa etmediği, düpedüz görevden alındığı, yani azledildiği ortadadır. Üstelik görevden alınması öyle düzenli biçimde de olmamıştır. Her ne kadar 15 Temmuz’dan itibaren bir rahatsızlığın söz konusu olduğu, üstelik görevden uzaklaştırmanın iki haftadır konuşulmakta olduğu söyleniyorsa da, son kararın aniden verildiği çok açıktır. Bunda valiler kararnamesinde “hatalar” yaptığı söylenen, emniyet müdürleri kararnamesini ise bir türlü çıkaramayan Ala’nın 8.000’e yakın emniyet mensubunun görevden alındığı son KHK’ya muhalefet etmesi rol oynamış olabilir.

Sıra Hakan Fidan’a mı geliyor, İstanbul ve Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanları Kadir Topbaş ve Melih Gökçek’e mi, Abdullah Gül kanadından politikacılara mı, yoksa Ahmet Davutoğlu’na mı bilinmez. Ama AKP artık kendi kendiyle de savaşa giriyor.