İstanbul’da geleneksel okur toplantısı: OHAL bir yılını doldururken

Gerçekgazetesinin her ay düzenlediği, kahvaltılı geleneksel okur toplantısı 9 Temmuz Pazar günü DİP İstanbul Bürosu’nda gerçekleşti. Toplantıya memleketin farklı sektörlerinden emekçiler, taşeron işçiler, kamu emekçileri, üniversite, lise ve meslek lisesi öğrencileri katıldı.

Hâlâ bütünüyle aydınlatılmamış 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü yaklaşırken ve ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’in de bir seneyi doldurmasına günler kala düzenlenen toplantıda, güncel siyasi durum üzerine konuşuldu.

Gerçekgazetesinin “İşçi sınıfının huzur ve refahı için OHAL kaldırılsın!” manşetiyle çıkan Temmuz sayısının sunumunu yapan Levent Dölek, şimdiden bir kez daha uzatılacağı gün gibi ortada olan OHAL’in grev yasaklarıyla patronların önünü açtığını söyledi. İlan edilmesinin ardından giderek emekçi halkın ve işçi sınıfının sırtında bir kambura dönüşen OHAL’i ancak, yine işçilerin kaldırabileceğini vurguladı. 2019’da yapılacak seçimleri gözlemenin faydası olmadığını, işçi sınıfının gücüne dayanarak istibdada karşı, zincirsiz bir kurucu meclis için mücadele etmek gerektiğini söyledi.

Okur toplantısıyla aynı gün, yani 9 Temmuz’da, Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü 25. gününü dolduruyor ve Maltepe Meydanı’nda geniş katımlı bir miting ile son buluyordu. Yoldaşımız, başladığı günden beri ülkenin gündeminde yer tutan ve sosyalist solun çok geniş kesimlerinin koşulsuz destek verdiği eylemin siyasi çerçevesi üzerinde durdu. CHP’nin istibdada karşı bir halk seferberliğini durdurmak için eylemde kendisinden farklı tek bir ses çıkmasını dahi yasakladığını söyledi. İstibdadı yenilgiye uğratacak yöntemin bu, gücün ise CHP olmadığını vurgulayan yoldaşımız, Gerçek gazetesinde geniş yer tutan Metal Fabrikalarından Haberler, Fabrikalardan Haberler ve işçi haberlerini işaret etti ve esas mücadelelerin burada verildiğini belirtti.

Yoldaşımız yıldönümü yaklaşan 15 Temmuz’da ABD ve NATO’nun rolünün ve YAŞ toplantısının öncesinde yazılan, komutanların darbe girişimi ve sonrasındaki karnelerinin gazetemizdeki ayrıntılı değerlendirmeleri üzerine konuştu. 15 Temmuz hakkında tiyatro, kontrollü darbe gibi tezleri eleştirerek, DİP’in erken bir aşamada öne sürdüğü darbenin içinde birden fazla cuntanın rol oynadığı tespiti üzerinde durdu.

Ardından Suriye savaşının, DAİŞ’in çöküşün eşiğine gelmesiyle vardığı aşamada, gerilim yükselirken Türkiye’nin kendini içine soktuğu durum üzerine konuştu. Türkiye’nin, ABD emperyalizmine karşı net bir duruş geliştirmediği ve mevcut politikalarını sürdürdüğü takdirde yeni felaketlere kapı aralayacağını söyledi.

Levent Dölek sunumu, DİP’in geçtiğimiz ay boyunca işçi mahallelerinde, fabrika önlerinde emekçileri kıdem tazminatını savunmaya çağırdığını, bundan sonra da sınıfa yönelik çalışmalarına devam edeceğini söyleyerek bitirdi.

Kısa bir aranın ardından, toplantıya katılan gazete okurlarının katkılarıyla ilerleyen verimli bir tartışma yapıldı. İlk sözü İstanbul Üniversitesi’nde okuyan bir yoldaşımız alarak, DİP’li Öğrencilerin yıl boyunca sınıf perspektifiyle istibdada, faşist saldırılara karşı mücadele ettiğini anlattı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gemi inşaat bölümünden bir yoldaşımız söz alarak, Tuzla Desan tersanesinde gerçekleşen iş cinayeti ve bunun üniversitelerde yansıması üzerine konuştu. Patronların işçi hayatını hiçe saydığını, üniversitelerde okutulan derslerde ise iş güvenliği sorununa neredeyse hiçbir zaman işçi açısından yaklaşılmadığını söyledi. İTÜ öğrencisinin konuşmasının ardından tersane işçisi bir yoldaşımız katkıda bulunarak, patronların ne kadar küçük hesaplar uğruna iş cinayetlerine yol açtığını, iş güvenliği uzmanlarının ise zaten patronlardan maaş aldıkları için onlara bağımlı olduğunu söyledi.

Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran tartışma kısmında söz alarak, Adalet Yürüyüşü’nün CHP’nin stratejisinin önemli bir parçası olduğunu vurguladı. Sosyalistlerin görevinin ise bu stratejinin bir parçası olmak olamayacağını anlattı. Oldukça verimli geçen tartışma kısmının ardından toplantı sona erdi.