Milyonlar açlık ve yoksullukla boğuşurken milyonerler artıyor
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu geçtiğimiz yıl Türkiye’deki milyonerler ligine 18 bin 105 kişinin eklendiğini açıkladı. Toplam 129 bin 969 milyonerin bankalarda bulunan hesaplarında ortalama 6,5 milyon lira bulunuyor. Bu rakamın yaklaşık yarısı Türk Lirası yarısı da döviz olarak tutulmakta. Milyonerlerin kasalarında toplam 3 milyar 175 milyon değerinde kıymetli maden bulunuyor.
Milyonerlerin sayısı artarken nüfusun emekçi çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırının altında çalışmaya devam ediyor. Çalışma bakanlığının verilerine göre emekçilerin yüzde 40,3’ünü 5 milyon 867 bin 476 kişi asgari ücretli oluşturuyor. Yılbaşında 200 liraya yakın zam yapılan asgari ücret 1608 liralık açlık sınırının üzerine çıkamadı. 7 buçuk milyon kişi ise Türk-İş tarafından açıklanan yoksulluk sınırının (5.236 lira) altındaki ücretlerle çalışmakta. Özetle çalışanların yüzde 92’si yoksulluk sınırının altındaki ücretlere mahkûm. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 15 Ocak’ta açıkladığı rakamlara resmi işsiz sayısı 3 milyon 287 bin kişi. Bu rakam iş aramaktan umudunu kesmiş insanları işsiz kabul etmiyor. DİSK’in açıkladığı geniş tanımlı (gerçek) işsiz sayısı ise 5 milyon 834 bin kişiyle yüzde 17,1’lik bir işsizlik oranını gösteriyor.
Türkiye’nin manzarası bu. Nüfusun emekçi çoğunluğu bir tarafta, sömürücü azınlık diğer yanda… Ancak bu ayrışma siyasette karşılığını bulmuyor. Milyonerlerin finanse ettiği siyaset, milyonları din, inanç, mezhep, etnik köken, kültür vb. temellerde bölerek birbirine düşman ediyor. Diğer yandan bu durum çözümün yolunu da gösteriyor. Burjuva partileri yüzde 51’in peşine düşedursun, birlik olduğunda dünyayı yerinden oynatacak yüzde 99’u bir araya getirecek emek siyaseti tüm oyunları bozacak, tüm kilitleri açacak, sosyal adaleti sağlayacak tek seçenek olarak karşımızda duruyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2018 tarihli 102. sayısında yayınlanmıştır.