Çareyi çürümüş düzenin siyasetçilerinde aramayın!
Erdoğan ve AKP’nin iktidarına, istibdad rejimine karşı çareyi Kılıçdaroğlu’ndan Abdullah Gül’e uzanan burjuva Amerikan muhalefetinde arayanlar sürekli hayal kırıklığına uğruyor. Amerikan muhalefetinin sağıyla soluyla nasıl sapır sapır döküldüğü ortada. Bunlar sadece tutarsız ve gerici değil aynı zamanda güçsüz de. İstibdadın çaresini arayanlar en ağır baskı koşulları altında, grev yasaklarına rağmen MESS’e karşı dik duran metal işçisine bakmalı.
Kılıçdaroğlu solcuların kredisiyle sağcılık yapıyor
Amerikan muhalefetinin sol kanadında duranlar Kılıçdaroğlu’nun Afrin politikası nedeniyle, CHP İstanbul il başkanı seçilen “solcu” Canan Kaftancıoğlu’nun arkasında yeterince durmamasından şikâyetçi. AKP’nin politikasını eleştireceğim derken “10 bin şehit verir bayrağımızı dalgalandırırdık” türünden kaba şovenizm örnekleri gösteren Kılıçdaroğlu yine de Amerikan muhalefetine bel bağlamış “solcuların” ilk seçeneği olmayı sürdürüyor. Örneğin pek çok sosyalist çevrenin parlattığı Canan Kaftancıoğlu, CHP kurultayında kendi arkasında durmayan Kılıçdaroğlu’nun arkasına geçiyor, destek açıklıyor. Gözünü CHP’ye dikmiş bazı sosyalistlerin de ulusalcı adaylar karşısında yüreğinin Kılıçdaroğlu ile attığını görmek zor değil.
Hâl böyle olunca Kılıçdaroğlu’nun yaptıklarından ve söylediklerinden dolayı hayal kırıklığı yaşayan solculara, sosyalistlere “kendi düşen ağlamaz” demekten başka çare de yok: Adalet yürüyüşünde arkasına dizildiğiniz Kılıçdaroğlu verdiğiniz krediyi harcıyor başka bir şey değil. Bazı solcular ve sosyalistler CHP’ye akıl öğretmekten vazgeçip akıllarını başlarına toplamazsa, CHP’yi HDP ile yan yana getirme hayallerinden uyanıp işçi sınıfıyla yan yana gelmek için çabalamazsa onları daha çok hayal kırıklıkları bekliyor.
Amerikan muhalefetinin sağ kanadına soğuk duş
Amerikan muhalefetinin sağ kanadında da durum farklı değil. Abdullah Gül’ün yaptığı çıkışın yarattığı heyecan yerini tedirginliğe bıraktı. Erdoğan, Gül cephesini yarmaya girişti. Abdullah Gül’ün yanına alarak çıkış yapmayı planladığı eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın oğlu hakkında “FETÖ ve ByLock” suçlamasıyla yakalama kararı çıkartıldı. Ardından Abdullah Gül de siper alıp geri çekiliverdi. Cuma çıkışlarındaki röportajlarını askıya aldı. Abdullah Gül’e sopayı gösteren Erdoğan ardından Davutoğlu’na da havuç uzattı. AKP’nin grup toplantısına bir yanına Davutoğlu’nu diğer yanına Binali Yıldırım’ı alarak çıktı. Güçlü bir hayal kırıklığının da Abdullah Gül’ü aday yapmaya hazırlanan Saadet Partisi saflarında yaşandığına şüphe yok.
Düzen muhalefetinin sefaleti
Amerikan muhalefetinin sağıyla soluyla nasıl sapır sapır döküldüğü ortada. Bunlar sadece tutarsız ve gerici değil sermayenin ve emperyalizmin desteğine rağmen aynı zamanda güçsüz de… İstibdadın çaresini arayanlar en ağır baskı koşulları altında, grev yasaklarına rağmen MESS’e karşı dik duran metal işçisine bakmalı. Gücün işçi sınıfında olduğunu görmeli. Güçlü olmak için sermayenin ve emperyalizmin desteğine gerek duymayan, tam tersine bu güçlere karşı mücadele ettikçe güçlenen bir sınıftır işçi sınıfı.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2018 tarihli 101. sayısında yayınlanmıştır.