İzmir’de “Anti-Kapitalist Müslüman”lara sınıfsal bakış paneli

Devrimci İşçi Partisi İzmir İl Örgütü “’Anti-Kapitalist Müslümanlar’a Sınıfsal Bakış” başlığıyla bir panel düzenledi.

27 Mayıs saat 17:00’da gerçekleşen panelde 1 Mayıs öncesinde ve yoğunlukla sonrasında burjuva medya ve kısmi olarak sosyalist basın tarafından sürekli gündeme taşınan, 1 Mayıs’ta İstanbul ve diğer bazı illerde “Anti-Kapitalist Müslüman Gençler” adıyla alana çıkan hareket irdelendi.

Sunumu yapan yoldaş Fatih Camii’nde iş cinayetinde kaybedilen işçiler için gıyabi cenaze namazı kılan ve sonra bin kişiyle Taksim’e, keza belli bir kitleyle Amed’e dökülen bir hareketin görmezden gelinemeyeceği ve sosyalist solun bu harekete ilişkin doğru bir politika uygulaması gerektiğini vurguladı.  “Anti-Kapitalist Müslüman” isimlendirmesinin doğru olmadığı, bugüne kadar sendikaların da sosyalist partilerin de kortejlerinde hep Müslümanların olduğu doğru isimlendirmenin Müslüman değil İslamcı olması gerektiğini söyledi.  Pankartlarında ve 1 Mayıs çağrı bildirilerinde Tevrat’tan bile veciz sözler kullanan ve tüm insanların eşitliğini arzuladığını söyleyen hareketin sitesi olan AdilMedya’da “İçimizdeki Yahudi” adlı bir yazıyla Yahudilerin aşağılandığını belirtti. Emeği, alınterini ve hakkı müdafaa etme şiarıyla insanları alana çağıran hareketin yazarlarının retorik olarak sosyalizme de kapitalizme de karşı olduklarını belirttikleri, ancak savunmalarını dindeki Kenz* kavramı üzerinden yaparken, sermayesini koyup riske girdiği için patronun kazanılan karın yarısını alması gerektiğini söylediklerine değindi. İdeolojik olarak hareketin önderliğini yapan İhsan Eliaçık’ın, dinlerin yenilgisinin ezilenlerin ruh dünyalarını sosyalizmle doldurduğu, yeniden aynı yeri doldurmak için harekete geçtikleri söyleminin, kendilerini sosyalist harekete alternatif gördükleri gerçeğini ortaya koyduğu, sosyalist yapıların bu bilinçle harekete yaklaşması gerektiği söylendi.

Sunumun ikinci bölümde Lenin önderliğindeki Bolşevik Partisi’nin ve Sovyet Devleti’nin dine ve dindarlara yaklaşımıyla Stalin dönemindeki yozlaşmış devletin dine yaklaşımındaki bürokratik yöntemler arasındaki zıtlıklar somut örneklerle ortaya kondu.

Katılımcılar tarafından alınan sözlerde ise siyasal İslamcılığa yalnızca ideolojik, ekonomiden bağımsız bir karşı koyuşun sonuç getirmeyeceğine değinildi. Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) yöneticilerinin verdikleri beyanlarda Anti-Kapitalist İslamcıları kastederek HDK’nın yeni katılımlarla genişleyeceğini söyledikleri, bunun HDK’nın burjuva politikası anlamında çok tehlikeli bir yola girmesi anlamına geleceği söylendi.

 

*Kenz: İnsanoğlu yalnızca kendine yeterli, ihtiyacını karşılayacak mal, mülkü bulundurmalıdır, daha fazlası Kerz’dir.