Berkin Elvan yalnız değildir!
16 Kasım Cumartesi günü Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla saat 14:00’da Çağlayan Adliyesi’nin önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi ve Berkin Elvan’ın ailesi suç duyurusunda bulunmak istedi. 16 yaşındaki Berkin, 16 Haziran günü polisin hedef gözeterek attığı bir gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılmıştı. Berkin bulunduğu hastanede hala uyutulmakta.
Basın açıklamasına Devrimci İşçi Partisi militanları olarak da destek verdik. Basın açıklamasının yapılmasının ardından adliyenin önünde biriken ve desteğe gelen kalabalığa çevik kuvvet polisleri tarafından “dağılın” çağrısı yapıldı. Bekleyişlerini devam ettiren kalabalığa TOMA’larla tazyikli sularla müdahale edildi. Müdahale yapıldıktan hemen sonra, metrobüs köprüsü üzerinde toplanan ikinci bir grup adliyeye doğru harekete geçti. Çevik kuvvet ekipleri de köprünün oradan harekete eden grubu plastik mermilerle dağıtmaya çalıştı. Çiftecevizler’e kadar süren müdahale ardından tekrar toplanan kitle bir kez daha yürüyüşe geçti. Bu sefer akrep ile saldıran çevik kuvvet ekipleri yolda sıkışan trafik yüzünden ilerleyemeyince metrobüse giden yolu kesti. Arka yollardan adliyeye çıkmaya çalışan kitle adliyeye ulaştığında oturma eylemi gerçekleştirdi. Üçüncü bir müdahale ardından toplamda 19 gözaltı yapıldı. Gözaltılar 18 Kasım Pazartesi öğlen saatlerinde serbest bırakıldı. Yapılan saldırılar ve gözaltılar göstermektedir ki; halk isyanı boyunca ve devamında katledilen kardeşlerimizin sorumluları bulunmamış, cezalandırılmamış, hiçbir vali ve emniyet müdürü görevinden alınmamış, halka uygulanan şiddetin siyasi sorumluları olan İçişleri Bakanı ve Başbakan hesap vermiştir. Gerek Ethem Sarısülük’ün davasında ortaya çıkan durum, gerekse Ali İsmail Korkmaz’ın dava günü yapılacak güçlü bir eylemden korkan devletin davayı Eskişehir'den Kayseri'ye taşıması göstermektedir ki; basit bir suç duyurusuna dahi tahammül edemeyen bu burjuva devletinin hukuk sistemi sorumluları ne ortaya çıkarabilir ve de cezalandırabilir.
Halka saldıranlar 31 Mayıs gününden beri sokak eylemleriyle yargılanmaya devam ediliyorlar. Ta ki cezalandırılıncaya kadar, tutuklanan kardeşlerimizin hepsini özgürleştirinceye kadar, hükümet dahil tüm siyasi sorumlular hesap verinceye kadar, işçi sınıfının ve halkın çıkarlarına bir hükümet kuruluncaya kadar!
Bırakmayacağız yakalarını, 21 Kasım günü de saat 10:00’da Kartal adliyesinde Mehmet Ayvalıtaş kardeşimizin duruşmasında olacağız, katledenlerden hesabını soracağız!