Adana’da coşkulu Newroz
Bu yıl egemenler açısından travmatik bir hâl alan Newroz Adana’da 21 Mart’ta “gününde” kutlandı.
Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı ve başından sonuna kadar coşkulu geçen Adana açısından en çarpıcı yanı henüz geçen hafta tutuklanan yöneticilerle birlikte BDP’nin yönetici kadrolarının çoğunun cezaevinde olması idi. Buna rağmen Kürt halkı alanları doldurarak kendi kaderini tayin konusunda ne kadar kararlı olduğunu Adana’da da göstermiş oldu.
Kutlamalara konuk olarak BDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Mersin Akdeniz belediye başkanı Fazıl Türk katıldı. Demirtaş’ın son derece etkili ve her zaman olduğu gibi zekâ ve espri yüklü konuşması kitlelerin deyim yerindeyse kanını kaynattı. Konuşmasında Newroz’u nerede ve ne zaman kutlayacağına Kürt halkının bizzat kendisinin karar vereceğini söyleyen Demirtaş, Kürtlerin devrimci geleneğine vurgu yaparak: “Onların paraları, sermayeleri, holdingleri, cemaatleri varsa bizim de yüreğimiz var, bentleri yıkan mücadele azmimiz” var diyerek Erdoğan’a ve egemenlere “hodri meydan” diyerek halkından serhildanları yükseltme sözü aldı.
Bir Kürt gettosu olan Gülbahçesi semtindeki miting alanında yapılan kutlamalardan sonra onbinlerce kişi yaklaşık iki kilometrelik bir güzergâhta özgürlük taleplerini haykıran sloganlarla yürüyüşe geçerek “olaysız” bir biçimde dağıldı. İstanbul’daki, Amed’deki olayları çarpıtan patolojik “erken Newroz” hastalığından muzdarip burjuva medyası gözünü iyi açsın da baksın, polis saldırıp ortalığı gaz bombalarıyla, panzerlerle, coplarla provoke etmeyince nasıl da güzel ve “olaysız” kutluyormuş halk bayramını! Tabii “gününde” kutlandığı için bir ikiyüzlülük örneği olarak özellikle müdahale edilmediği de bir gerçek, ancak Adana açısından o müdahalenin seri gözaltı ve tutuklamalarla zaten bir hafta önceden yapıldığını da unutmamak gerekiyor.
DİP militanları her Newroz’da olduğu gibi o günde de Kürt halkı ile yan yana omuz omuzaydı. Temsilcimiz platformdan halkı selâmladığında ve “Her Biji Newroz, Yaşasın İşçilerin Birliği ve Halkların Kardeşliği, Yaşasın Enternasyonalizm, Yaşasın Kürt Halkının Kendi Kaderini Tayin Hakkı, Yaşasın Devrim ve Sosyalizm” diye biten mesajımız okunduğunda kitleden gelen alkış ve zılgıtlar ise Kürt halkının, sadece kutlamalarda değil en zor günlerinde de yanında olan DİP’li dostlarını nasıl sahiplendiğinin göstergesi idi.