“Yeterli olmayan” paralı, sınavlı, niteliksiz eğitim sisteminizdir!

“Yeterli olmayan” paralı, sınavlı, niteliksiz eğitim sisteminizdir!

Geçtiğimiz sene aniden değiştirilen üç aşamalı Yükseköğretim Kurumları Sınavı 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak. 2018’de ilk defa uygulanan YKS’nin sonuçları pek çok öğrenciye hayal kırıklığı yaşatmıştı. Bu sene de sınava başvuran 2 buçuk milyon öğrenci nitelikli bir üniversiteye yerleşmek, iyi bir eğitim almak ve gelecekte insancıl koşullarda yaşayabilme umutlarıyla sınava girmeyi bekliyor.

Bir yandan da endişe hâkim elbette, geçen sene bir gecede değişen sınav sistemi eğitim emekçilerinde ve öğrencilerde şüpheye yol açmıştı. Geçtiğimiz sene sınav sonuçlarındaki başarısızlık oranı da bu şüpheleri doğruluyordu: Daha çok öğrenciye fırsat eşitliği sunmak adına yaptıkları, YKS’nin birinci aşaması olan Temel Yeterlilik Sınavı’nın sonuçları gösteriyor ki eğitim sistemi bu “temel yeterlilikleri” öğrencilerin küçük bir kısmına kazandırabilmişti.

Gelin MEB’in dilinden düşürmediği fırsat eşitliği üzerine biraz düşünelim:

Bizler 4 yıl boyunca, iktidarın defalarca pat diye değiştirdiği eğitim sisteminin içerisinde, test kitaplarına gömülerek, özel derslere, kaynak kitaplara, temel liselere para yetiştirmeye çalışarak hazırlanıyoruz bu sınavlara. Kimimizin ailesinin aldığı maaş bütün bunlara yetmiyor, kimimiz sınava hazırlanabilmek için çalışmak zorundayız, kimimiz hepten hazırlanmayı bırakıyoruz. Fırsat eşitliği diyerek, girdiğimiz sınavların sayısıyla, bu sınavlarda sorulan sorularla, eğitim müfredatıyla oynadınız. Yaptık oldu dediniz, sınav sistemi daha eşit hale geldi dediniz. Oysaki bir üniversiteye girip giremeyeceğimizi, nasıl bir gelecek sahibi olacağımızı belirleyen bu sınav iki günden ibaret değil, bizim gençliğimizin en güzel dört yılını kapsayan bir süreç!

Bu dört yıl boyunca eğitim parasını çıkartabilmek için kafelerden inşaatlara bulabildiği herhangi bir işte çalışan öğrencilere yeni sınav sistemi mi fırsat eşitliği sunacak? Ne YKS, ne de ondan önceki sınav sistemleri geçtiğimiz günlerde İstanbul Ümraniye’deki bir geri dönüşüm merkezinde çalışırken plastik öğütme makinesinin içerisine düşerek hayatını kaybeden genç işçi arkadaşımıza fırsat eşitliği getirmedi. Mevsimlik tarım işçisi olmak için geldiği Bilecik’te, gölette boğularak yaşamını yitiren 14 yaşındaki Ali Soyer kardeşimize bir gelecek vermedi.

Sürekli değişen sınavlar, iktidarın elinde oyuncak olan eğitim sistemi hayatının en renkli, en güzel geçmesi gereken yıllarını yaşıtlarıyla vakit geçireceği yerde birbirine rakip olarak geçiren biz gençlere de fırsat eşitliği, iyi bir gelecek vaat etmiyor. Hiçbir zaman etmedi! Geçen sene fırsat eşitliği diye getirdikleri sistem, öğrencilerin çok büyük bir kesimine hayal kırıklığından başka bir şey vermedi. Çünkü sorular, müfredatlar ne kadar değişirse değişsin; eğitim hep paralıydı, sınavlıydı, nitelikli ve bilimsel değildi, eşit hiç olmadı!

15-16 Haziran tarihlerinde lise hayatlarının en önemli sınavına girmek üzere okullara gidecek bütün öğrencilere, önümüzdeki seneler için bu sınava hazırlanan arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Okullarda sıralarına oturacağı yerde fabrikalarda, inşaatlarda çalışan, yaşıtlarının sınavlara hazırlanarak geçirdiği vakitleri ekmek parası peşinde koşarak geçiren genç arkadaşlarımıza sesleniyoruz.

15-16 Haziran’da gireceğimiz sınavın sonuçları nasıl gelirse gelsin, bizim başarısızlığımızı değil, defalarca değiştirseler de dikiş tutmayan eğitim sisteminin başarısızlığını gösterir. Bizler yetersiz değiliz! Bizim yeterliliğimizi, hiçbir zaman eşit koşullarda hazırlanmadığımız, kimi zaman sağlığımızı, psikolojimizi bozarak girdiğimiz o birkaç saatlik sınavlar belirleyemez! Yetersiz olan; öğrenciyi öğrenciyle yarıştıran, yıllardır temel liselere, özel okullara, kurslara, dershanelere, özel derslere dayanan eğitim sisteminizdir! 

Biz rakip değiliz, hiçbir zaman olmadık! Hepimiz parasız, eşit, bilimsel ve nitelikli bir eğitimi hak ediyoruz! Hepimiz eğitim hayatımızın sonunda güvenceli bir iş ve iyi bir gelecek hak ediyoruz; tepetaklak olmuş bir ekonomide işsizlik ve yoksullukla dolu bir gelecek değil! Gelin birbirimizle yarışmayalım, el ele verelim, örgütlenelim ve geleceğimizi eşitsiz, sınavlı, paralı eğitim sistemlerine, sermayeye, istibdada bırakmayalım!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2019 tarihli 117. sayısında yayınlanmıştır.