Uzak yakın fark etmiyor, sorunlarımız değişmiyor!
Koronavirüs her alanı olduğu gibi üniversite öğrenimimizi de derinden etkiliyor. YÖK’ün kararıyla 23 Mart tarihinde uzaktan eğitime geçen üniversitelerde bahar döneminin sonuna yaklaşıyoruz, final sınavları ufukta görünüyor. Ancak uzaktan eğitim sürecinin başından sonuna kadar yaşanan sorunlar ise hâlâ çözülmeyi bekliyor. On binlerce üniversite öğrencisi teknik yetersizlikten ötürü eğitimini aksatmak zorunda kalıyor, eğitimine devam edemiyor. Dönem sonu başarı değerlendirmelerinin nasıl olacağı da hâlâ bir tartışma konusu.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulunun uzaktan eğitim konusunu araştırmak üzere yaptığı “Üniversite Öğrencilerinin Uzaktan Eğitim Durum Anketi” sonuçlarına göre her 10 üniversite öğrencisinden 3’ü yeterli teknolojik altyapıya sahip değil. Her 10 öğrenciden 1’inin ise çevrimiçi eğitimleri takip edebilmek için kendine ait bilgisayarı ya da yeterli donanıma sahip akıllı cihazı bulunmuyor. Bu anketin de sanal ortamda yapıldığı göz önüne alınırsa, anketin verdiği sonuçların gerçek tablonun sadece iyimser bir yansıması olduğu ortada.
Uzaktan eğitim dönemi, üniversite emekçilerinden öğrencilere kadar milyonlarca insanı etkileyen bir dönem. Bu dönemi, üniversite eğitiminin niteliğini koruyarak ve öğrencileri mağdur etmeden kapatmak ise üniversite yönetimlerinin görevi. Ancak bugüne kadar üniversiteleri özel işletmelere açan, öğrencinin beslenmesini ve barınmasını gelir kalemi sayan başta YÖK ve siyasal iktidarın atadığı üniversite yönetimlerinin bu görevi yerine getiremeyecekleri belli olmuştur. Binlerce öğrencinin hâlâ teknik aksaklıklar dolayısıyla derslerini takip edememesi ve dönem sonu başarı değerlendirmelerinin belirsizliği, bir çuvallamanın ürünüdür. Öğrencilerin tepesine çökmekten ve üniversiteleri siyasal iktidarın arka bahçesine çevirmekten başka işe yaramayan YÖK ve aldığı destekten bağımsız olarak, cumhurbaşkanı tarafından atanan üniversite yönetimleri çuvallamıştır.
Pandemi koşullarında eşit ve nitelikli eğitim hayal değil
Tabii ki pandemi koşullarının eğitim hayatını olumsuz etkilemesi beklenen bir durum. Ancak uzaktan eğitimin gereklerinin büyük öğrenci kitleleri tarafından karşılanamıyor olması, bu koşullar altında yapılacak başarı değerlendirmesini bütünüyle haksız ve anlamsız kılıyor. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak, hem öğrencilerin teknik imkânlara ulaşımını kolaylaştırmakla hem de başarı değerlendirme sistemi üzerinde yapılacak değişiklikler ile mümkün. Uzaktan eğitim süresi boyunca üniversitelerin veri tabanları üzerinden bütün öğrencilere ücretsiz internet ve çevrimiçi derslere ücretsiz erişim imkânı sağlanmalıdır. Öğrencilerin dersleri takip edebilecekleri tablet ve bilgisayarlar, üniversiteler tarafından, gerekirse emanet sistemi oluşturularak tedarik edilmelidir. Bütün üniversitelerde bu koşullar altında yapılacak dönem sonu başarı değerlendirilmesi, öğrencilerin isteğine göre genel ortalamaya dahil edilmemelidir. Bütün bu taleplerin hayata geçmesi ise biz öğrencilerin mücadelesine bağlıdır.
Biz Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak herkesin nitelikli, eşit ve tamamıyla ücretsiz eğitime kavuşacağı bir üniversiteyi savunuyoruz, bu uğurda mücadele ediyoruz. Bütün öğrencileri bu mücadelenin bir parçası olmaya, örgütlenmeye ve üniversiteleri gerçek sahipleri olan öğrencilerin ve üniversite emekçilerinin ellerinde özgürleştirmeye çağırıyoruz.