Üniversitelerde hürriyet mücadelesi vermek suç değildir!
Haziran ayında, kayyım rektör Melih Bulu’yu protesto eden 100’ü aşkın öğrencinin Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan (KYK) aldıkları burs ve kredilerinin kesildiği öğrenildi. Verilen kararın da kanuna aykırı olduğu, 2008 yılında yönetmelikten kaldırılmış olan bir ifadeye dayandığı ortaya çıktı. Hiçbir mahkumiyeti de olmayan bu gençlerin kredilerinin kesilmesinin tamamen keyfi olduğu apaçıktır.
Yapılan bu hamle 6 aydır süren Boğaziçi direnişini kırmaktan, öğrencilere göz dağı vermekten başka bir anlam taşımıyor. Melih Bulu'ya göre "en fazla 6 ay sürer" diye küçümsenen mücadele 6 ayı devirerek Melih Bulu'yu bir kez daha haksız çıkardı. Hâlihazırda hukuksuz bir şekilde rektörlük makamını işgal eden, kayyım olarak üniversitenin başında duran Bulu, eylemlerin 6 ayda bitmediğini görünce hırsını öğrencilerin kredi ve bursundan çıkardı. Öğrencilere verilen kredi ve burs miktarı, üniversite öğrencisinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için gereken miktarın zaten yanından bile geçmiyordu. Şimdi ise öğrencileri, burs ve kredi haklarını ellerinden alarak adeta “terbiye” etmeye çalışıyorlar. Melih Bulu’yu kayyım olarak Boğaziçi’ne atayan istibdad, öğrencilerin iki kuruş parasına göz dikecek, onları bu tür adımlarla korkutacağını düşünecek kadar aciz duruma geldiğini göstermektedir. Demirören, Cengiz, Kolin, Limak gibi holdinglerin milyarlarca borcunu silen devlet; hakkını arayan ve üniversitesinde kayyım rektör istemeyen öğrencilerin kredi ve bursunu gasp ederek bizleri sindirmeye çalışıyorsa, daha çok bekler!
Bu saldırıyla beraber, Boğaziçi direnişine katılan öğrencilerden şimdiye kadar aldıkları burs ve kredilerin Temmuz 2023’e kadar geri ödenmesi de istendi. Birçoğu okumaya devam eden, bir kısmı ise işsiz olan gençlerden böyle bir geri ödemenin istenmesi, yapılan saldırının öğrencinin siyasete katılması ve hürriyeti savunmasının engellenmesinden öte artık insanca yaşama ve eğitim hakkına da müdahale anlamına gelmektedir.
Kayyımın arkasında istibdad, bizlerin arkasında hürriyet isteyen milyonlar var!
Öğrenim kredilerini karşılıksız almak ve geçim derdi yaşamadan okumak tüm öğrencilerin en temel haklarından biriyken, istibdadın bunu öğrencileri “terbiye etmek” çabası için kullanması asla kabul edilemez. Bizi sindirmeye çalışanlar, dönsünler ve gençliğin mücadele geleneğine baksınlar. Bu tür hamlelerle haklı mücadelemizden bizi vazgeçirmeye çalışanlar; hürriyet mücadelesi yolunda gençliğin hiçbir korku barındırmadan yürüdüğünü, mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğini ve ön saflarda olacağını bilsinler! İstibdadın göz korkutmalarına karşı verilecek en güçlü cevap gençliğin örgütlü mücadelesi olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2021 tarihli 142. sayısında yayınlanmıştır.